Depardieu'dan Fransa'ya veda
17 Aralık 2012
Her şey kasım ayında Belçika basınında çıkan bir haberle başladı. Dünya genelinde "Cyrano de Bergerac", "1492 : Christophe Colomb", "Asterix ve Oburisk" gibi filmleriyle tanınan Fransız aktör Gerard Depardieu, Belçika'nın Fransa sınırındaki Nechin köyünde kendisine bir ev satın almak üzereydi. Bir ay boyunca teyit edilemeyen haber aralık başlarında Nechin köyü belediye başkanı tarafından doğrulandı.
Doğrulanmasıyla da Fransa'da adeta kıyamet koptu. Nasıl kopmasın? Ülke, sosyalistlerin mayıs ayında iktidara gelişinden bu yana zenginlere servet vergisini tartışmaktaydı. Sosyalist Cumhurbaşkanı François Hollande, selefi Nicolas Sarkozy döneminde yok denecek kadar azaltılan servet vergisini yeniden gündeme getirmekte kararlıydı. Konuyu seçim programına koymuştu. Eylül ayında ülkenin en zengin işadamı Bernard Arnault'nun Belçika vatandaşlığına geçeceği haberleri olağanüstü tartışma yaratmış, sol partiler ve siyasiler ortalığı birbirine katmıştı. Ancak Arnault işadamıydı. Daha az vergi ödemek için başka diyarlara göç etmesi kimilerinin hoşuna gitmediyse de fazla polemik yaratmadı.
Fakat Depardieu için durum farklıydı. O halkın çocuğuydu. İşçi sınıfı kökenliydi. Proleter bir ailenin 5 çocuğundan biriydi. Yoksul bir ortamda büyümüş, zorluklar yaşamış ve okulu 13 yaşında terk etmişti. Gençliğinde hırsızlık ve sigara kaçakçılığı, hatta fahişeler için korumacılık dahi yapmıştı. Bu geçmişe rağmen biraz da tesadüfen kendini içinde bulduğu sinemada 1970'li yıllardan itibaren rol aldığı filmlerle elde ettiği ün sayesinde Fransız halkının kalbinde taht kurmuş ve ülkenin en çok kazanan sinema aktörlerinden biri haline gelmişti. Sadece 2010 yılında aktörlükten 2 milyon euro gelir elde etmişti. Ancak Fransız kamuoyu pek bilmese de artık sadece aktör değil aynı zamanda işadamıydı. Şarapçılıkla uğraşıyordu. Fransa, İtalya, Fas ve Cezayir'de üzüm bağlarına sahipti. Kanada ve Romanya'da yatırımları vardı. Hatta Fransız basının "diktatör" kimliğini altını çizerek belirttiği Özbek lider İslam Kerimov'un ses sanatçısı kızı Gülnara ile Rusça bir albüm hazırlamaktaydı.
Ülkesinde giderek artan vergi yükünden kaçmak için Belçika'ya sığınması iktidardaki Sosyalist Parti başta olmak üzere tüm sol partiler ve medyanın bir bölümü tarafından amansız biçimde eleştirildi. Eleştirilerin en sert ve sembolik olanı Başbakan Jean-Marc Ayrault'dan geldi. Lafı ağzında gevelemeyen Başbakan, ünlü aktör için bir TV programında "sefil adam" terimini kullandı. Bu ifadeleri hazmedemeyen Depardieu ise Başbakan Ayrault'ya sert üsluplu bir mektupla yanıt vermeyi tercih etti. "Journal du Dimanche" tarafından yayımlanan mektupta, bugüne kadar vergi nedeniyle Fransa'yı terk eden hiç kimseye kendisine yapıldığı gibi "saygısızlık" gösterilmediğini belirtiyor ve "Size pasaportumu ve hiç kullanmadığım sosyal sigorta kartımı iade ediyorum. Artık aynı vatanın insanları değiliz. Ben babamın bana her zaman öğrettiği gibi gerçek bir Avrupalıyım, dünya vatandaşıyım" diyordu. Yani Fransız vatandaşlığından çıkacağı mesajı veriyordu. Mektupta, "45 yılda 145 milyon vergi ödediğini ve şu anda 80 kişi istihdam ettiğini" de söylüyordu.
Depardieu'nün Fransız vatandaşlığından çıkma kararı sosyalist hükümeti daha da çileden çıkartmış durumda. Çalışma bakanı Michel Sapin, ünlü aktörün tavrını "alçalma" olarak tanımlarken, Kültür bakanı Aureli Filipetti "skandal" terimini tercih etti. İktidardaki Sosyalist Parti'nin çiçeği burnunda lideri Harlem Desir ise "Ekonomik kriz dönemlerinde önemli şahsiyetlerden gemide kalmaları beklenir, fırtına var diye başka yere gitmeleri değil" şeklinde tepki gösterdi. Hükümetten gelen bu açıklamalara karşılık, Fransız iş dünyasının en önemli örgütlenmesi olan MEDEF'in patronu Laurence Parisot, Fransız aktörün başına gelenleri "hükümetin vergi çılgınlığına" bağlıyordu.
Fransa'nın vergi göçmenleri
Elbette Depardieu daha az vergi ödemek için Fransa'dan ayrılan ilk Fransız değil. Aktör Christian Clavier, yazar Paul-Loup Sulitzer, eski tenisçi Guy Forget, ralli şampiyonu Sebastien Loeb, aktör Alain Delon ve ses sanatçıları Charles Aznavour ve Johnny Hallyday gibi isimler geçtiğimiz yıllarda İngiltere, Belçika veya İsviçre gibi ülkelere "göç" etmişlerdi.
Fransız Millet Meclisi'nde ülkeden "vergi göçünü" incelemek amacıyla oluşturulan özel komisyonun verilerine göre sadece 2010 yılında 717 Fransız vatandaşı "servet vergisinden kaçmak" amacıyla ikametini bir başka ülkeye aktardı. Bu rakam servet vergisi mükelleflerinin sadece yüzde 0,12'sini oluşturuyor. Ancak Fransız Hazinesi'nin bu nedenle kaybettiği vergi geliri miktarının en az 1 milyar Euro olduğu belirtiliyor. Meclis komisyonu, şu an Belçika'da ikamet eden yaklaşık 200 bin Fransız vatandaşının en az 2 bin'ini vergiden kaçanların oluşturduğunu tahmin ediyor.
Fransa, mal varlığı 1 milyon 300 bin Euro'nun üstünde olan vergi mükelleflerine "servet vergisi" uyguluyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Kayhan Karaca / Strasbourg
Editör: Başak Özay