1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Fidan'dan ABD'ye Gazprom eleştirisi

21 Kasım 2024

Dışişleri Bakanı Fidan bakanlığının bütçe görüşmesinde ABD'nin Rus Gazprombank'a yaptırım kararı almasını eleştirdi. Fidan, "Biz gaz ithalatımızın yüzde 40'ını Gazprom'dan yapıyoruz, adamın umurunda değil" dedi.

https://p.dw.com/p/4nIAO
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bütçe görüşmeleri sonrasında soruları yanıtladı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bütçe görüşmeleri sonrasında soruları yanıtladı. Fotoğraf: DHA

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD'nin Rusya'nın Gazprom şirketine yaptırım getirdiğini belirterek, Türkiye'nin gaz ithalatının yüzde 40'ını Gazprom üstünden yaptığını ama bu durumun "ABD'nin umurunda olmadığını" belirtti.

ABD Hazine Bakanlığı 6 yabancı iştirakiyle birlikte Gazprombank'a yaptırım uygulama kararı aldığını duyurdu.

Dışişleri Bakanlığı'nın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki 2025 bütçe görüşmeleri sırasında Türk dış politikasına dair genel bir sunum yapan Fidan, akşam saatlerinde ise milletvekillerinden gelen soruları yanıtladı.

Fidan, milletvekillerinin BRICS'e üyelik başvurusunda bulunup bulunulmadığını sorması üzerine, BRICS üyelik tartışmalarını savunma ve finans alanlarında sadece Batı kurumlarına bağlı olunmasının sakıncaları üzerinden örnekler vererek anlattı.

"BRICS ile ilgili bizim sakladığımız hiçbir şey yok" diyen Fidan, şöyle konuştu:

"BRICS kurumsal bir başvuru ve kabul mekanizması olan bir yer değil. Üyeler bir araya geliyorlar ve birilerini davet ediyorlar. Ama sizin de bir şekilde ilginizi ifade etmeniz gerekiyor. İlgi duyduğumuzu, BRICS ile beraber çalışmaya ilgi duyduğumuzu ilettik."

Fidan, AB'deki kurumsallaşma ve derinleşme ile işleyişin BRICS'te şu anda bulunmadığını da söyleyerek, "Bu mümkün olacak mı? Zor. Ama burada bir tartışma var; bir dünya oluşuyor. Sizin kendi kurucusu olmadığınız bir kulüpte mevcut şartlar sizin aleyhinize döndüğü zaman şantaja veya yaptırıma maruz kalabiliyorsunuz" dedi.

Türkiye'nin tüm finansal alt yapısını Batı'ya, savunmasını ise NATO'ya bağlamış olduğunu belirten Fidan, şunları kaydetti:

"Sizin kendi milli çıkarınızı savunmak için yaptığınız işlemden dolayı ben sana savunma yaptırımı uygulayacağım diyor. Mesela bugün Gazprom’a yaptırım geliyor. Biz gaz ithalatımızın yüzde 40'ını Gazprom'dan yapıyoruz, adamın umurunda değil. Bu örneği şunun için veriyorum; Türkiye bir başka ülkenin uydusu olabilecek bir ülke değil."

Gazprom'un Rusya'daki merkezi.
Gazprom'un Rusya'daki merkezi. Fotoğraf: Alexander Zemlianichenko/Tass/dpa/picture alliance

F-16'lar ve Eurofighter süreçleri

Fidan sorular üzerine ABD ile F-16'lar, Avrupa ile de Eurofighter süreçlerine ilişkin de bilgi verdi.

F-16'larla ilgili en büyük sıkıntının siyasal irade olduğunu ve bunun ABD yönetimi ile çözüldüğünü belirten Fidan, "O süreç bitti. Sonra Milli Savunma Bakanlığı (MSB) teknik görüşmeleri yaptı, o da bitti. Ön ödemeleri de yaptı, siparişleri verdik ve süreç artık başladı. Bizim için önemli olan siyasi iradenin oluşumunu sağlamak ve savunma bakanlıklarını bir araya getirmekti" dedi.

Eurofighter ile ilgili de aynı sistemi işlettiklerini belirten Fidan, önce Avrupalılarla siyasi irade kısmını hallettiklerini şimdi ise MSB'nin teknik konuları konuşmakta olduğunu kaydetti. Fidan, "Ama orada sipariş aşamasına gelinmedi, çünkü hala tartışılıyor" diye konuştu.

"Türkiye Kürtlerin tek hamisi"

Suriye’deki sınır ötesi operasyonlar ve Irak ile Suriye’deki Kürt bölgesel oluşumları ile ilgili soruları da toplu yanıtlayan Fidan şunları kaydetti:

"Sınır ötesindeki Kürtlerin tek hamisi Türkiye'dir, bunun lamı cimi yok… Tarih böyle akar" diyen Fidan, şu anda Erbil ile Bağdat yönetimi arasındaki sorunları çözmeye çalıştıklarını kaydetti.

"Suriye'deki Kürtlerin PKK'lılaşması karşı olduğumuz bir konu" da diyen Fidan, Irak'ta Irak yönetimi ile imzası atılan Kalkınma Yolu ile ilgili çalışmaların devam ettiğini, boru hattının açılması ile ilgili ise yakında olumlu gelişmeler beklediklerini bildirdi. Fidan, Kalkınma Yolu'nun Rusların kuzey güney lojistik yolu ile iletişime geçip daha güzel bir yola dönüşmesinin de gündemde olduğunu belirtti.

Fidan aynı zamanda geçen sene kurulan Dışişleri Vakfı ile ilgili soruları da yanıtlayarak, "Vakfa Bakanlık bütçesinden bir şey devredilmedi, bu zaten teknik olarak da mümkün değil" diye konuştu.

Türk ordusunda Leopart tipi Alman yapımı tank.
Türk ordusunda Leopart tipi Alman yapımı tank.Fotoğraf: picture-alliance/dpa/T. Tinazay

"Almanya ile mesafe aldık"

Bu arada Bakan Fidan'ın sunumunu da içeren Bakanlık bütçe kitapçığında savunma sanayi alanında bazı NATO müttefikleri tarafından Türkiye'ye uygulanan ambargo ve kısıtlamalara de yer verildi.

Yerli ve milli savunma sanayi adımlarının önündeki en büyük engelin müttefik ülkelerin yaptırım ve kısıtlamaları olduğunun belirtildiği metinde, "Müttefikler arasında savunma ticaretine yönelik kısıtlama ve engellemeler, Washington Antlaşması'nın lafzı ve ruhuna, ayrıca NATO'nun Vilnius ve Washington zirvelerinde mutabık kalınan kararlara aykırıdır" denildi.

Bu kısıtlamaların kaldırılması için Almanya dahil NATO ülkeleri ile görüşmelerin devam ettiği de ifade edilerek şunlar kaydedildi:

"Savunma sanayi tedariklerimizde önemli bir ortağımız olan Almanya ile de yıl içerisindeki görüşmelerimizde mesafe alınmıştır. Almanya ilk aşamada deniz kuvvetlerimizi ilgilendiren savunma ürünlerinde açılıma gitme kararını beyan etmiş olup, geri kalan kısımların da kaldırılması için çabalarımız devam etmektedir. Bakanlığımız gerek Almanya ile yürütülen sürecin takipçisi olmaya gerek henüz yeterli adımlar atmayan diğer müttefiklerimiz nezdindeki girişimleri sürdürmeye de devam edecektir."

CHP adına konuşan Tan dış politikayı eleştirdi

CHP grubu adına ilk konuşmayı yapan TBMM Dışişleri Komisyonu Sözcüsü ve Emekli Büyükelçi Namık Tan ise Türkiye'nin çeşitli alanlarda izlediği dış politikaya eleştiriler getirdi.

Tan, Türkiye'nin şu anda bir stratejisi bulunmadığını ve gündelik taktiklerle vaziyeti idare etmeye çalıştığını belirterek, "Çünkü devletler arası ilişkilerde cumhuriyetimizin özenle biriktirdiği en önemli sermaye olan güvenilirlik, öngörülebilirlik, tutarlılık ve sağduyuya dayanan sermayeyi hovardaca heba ettik" diye konuştu.

İktidarın ABD'de Donald Trump'ın seçilmesinden memnun olduğunu ancak dış politikayı oluştururken Trump'la Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kuracağı kişisel ilişkilere göre planlama yapılmaması gerektiğini söyleyen Tan, şöyle devam etti:

"Nedense ABD'de Trump'ın Başkan seçilmesini, bölgemizde Netanyahu hükümeti kadar sitayişle karşılayan sadece AKP hükümeti oldu. Trump'ın Israil'e kayıtsız şartsız desteğinin süreceği ve İran'a karşı yaptırımları arttıracağı herhâlde ortada. İsrail İran'ın Ortadoğu'ya uzanan kollarını Lübnan ve komşumuz Suriye'de kesiyor artık, diğer komşumuz Irak'ta da İran destekli milisleri vurmaya başladı. Bu resimde savaşa dalmanın, selden kütük kapmaya davranmanın zamanının geldiğini umarım kimse düşünmüyordur."

Tan, CHP olarak vize sorununu yakından takip ettiklerini de belirterek, "Dış politikanın yurttaşı pek ilgilendirmediği, seçim sonuçlarına pek etki etmediği söylenir. Ancak dış politikanın yurttaşı ilgilendiren tarafı cebinde taşıdığı pasaportun gücü, vizesiz yahut kolaylıkla vize alarak seyahat edebildiği ülke sayısıdır. Bugün insanlarımız, iş insanlarımız, bilim insanlarımız, sanatçılarımız, üniversite öğrencilerimiz bile AB ülkelerine vize alamıyor, ayrımcılığa maruz kalıyor" dedi.

Dışişleri'ne 40 milyar bütçe

Öte yandan komisyonda kabul edilen Dışişleri Bakanlığı 2025 yılı bütçesi yaklaşık 40 milyar olarak belirlendi.

Bakanlığın 2025 yılı bütçesi 39 milyar 35 milyon 706 bin lira olarak açıklanırken, buna ek olarak Avrupa Birliği (AB) Başkanlığı için 6 milyar 797 milyon 254 bin lira ve Türk Akreditasyon Kurumu için 394 milyon lira ödenek alındı.

Bu arada Dışişleri Bakanı Fidan 2023 yılında öngörülen 17,8 milyar lira bütçe ödeneğinden 17,3 milyar lira harcama yapıldığını belirterek, 2023'te yüzde 97 bütçe gerçekleşmesi oranıyla tasarrufu her zaman dikkate aldıklarını kaydetti.

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl erişebilirim?

 

DW-Korrespondentin Gülsen Solaker
Gülsen Solaker Dış politika ve iç siyasi gelişmeler ağırlıklı olarak 1997’den beri çalışan gazeteci.