Cannes Film Festivali başladı
10 Mayıs 2011Aslında Cannes Film Festivali’ni Fransa Bisiklet Turu’na benzetmek mümkün. Nasıl bisiklet sporu denince akla gelen ilk organizasyon Fransa Bisiklet Turu ise film festivalleri denince de akla gelen ilk adres, benzerlerinin fersah fersah önünde olan Cannes. Ne siyasî filmler ile ya da sanatsal yapımlar ile ön plana çıkmaya çalışan Berlin ve Venedik Film Festivalleri, ne organizasyona milyonlarca dolar yatıran Kuzey Amerika'daki festivaller, ne de Dubai gibi petrol dolarlarıyla mantar gibi yerden biten yepyeni festivaller. 11 Mayıs'ta başlayıp 22 Mayıs’a kadar sürecek olan Cannes Film Festivali’nin eline hiçbiri su dökemiyor.
Dünyanın en ünlü ve en başarılı festivali
Fransa’nın güneyindeki Cannes Film Festivali’ni bugünkü pozisyonuna getiren, gelenekselliği ve tarihçesi ile profesyonellik ve sıkı ticaret anlayışının güçlü karışımı. Aslında dünyanın en ünlü ve başarılı film festivalinin Fransa’da düzenlenmesi de pek tesadüf değil. Cote d'Azur’de eski Avrupa’nın çekiciliği ile sinema alanındaki küresel ticaret anlayışı el ele veriyor.
Açılışa "Première Dame" filmi
Bu yıl festival oyuncu kadrosuyla büyük ilgi görmeye aday bir film ile açılıyor. "Midnight in Paris" adlı filmde, Owen Wilson, Marion Cotillard gibi tanınmış oyuncuların yanı sıra, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin eşi Carla Bruni de rol alıyor. Sarkozy’nin gösterişe merakını bilenler, böyle şaşaalı bir açılış törenini kaçırmayacağından eminler. Büyük bir ihtimalle bu arada filmin efsane yönetmeni Woody Allen bile gölgede kalabilir.
Sarkozy ve eşinin kaldırdığı tozun dinmesinden sonra gözler 10 gün boyunca filmlere, sinemaya odaklanacak. Ve 64'üncü kez düzenlenen Cannes Film Festivali, yürekleri hoplatacak bir programla sinemaseverlerin karşısına çıkıyor. En azından kâğıt üzerinde.
Avrupa Sineması'nın ağır topları
Bu yıl dünya sinemasının birçok usta ismi ödül peşinde. Avrupa’dan gelen yapımlardan biri, daha önce dokuz kez Altın Palmiye’ye aday olup, bir kez kazanan Danimarkalı yönetmen Lars von Trier imzalı "Melancholia". Dördüncü kez yarışma bölümüne katılan İspanyol usta Pedro Almodóvar’ın son filmi ise "La piel que habito" adını taşıyor. Ayrıca Finlandiya’dan Aki Kaurismäki "Le Havre", İtalya’dan Nanni Moretti "Habemus Papam" ve Altın Palmiye’yi iki kez Belçika'ya götüren Jean-Pierre ve Luc Dardenne kardeşler de "Le gamin au vélo" ile yarışıyor. Daha önce “Uzak”, “İklimler” ve “Üç Maymun” ile yarışma bölümüne kabul edilen Türk usta Nuri Bilge Ceylan ise “Bir zamanlar Anadolu’da” filmi ile Cannes’da boy gösterecek.
Malick nihayet
Hollywood’u ise 38 yılda çektiği beşinci filmi ile, bugüne kadarki efsane sıfatını pekiştirmeye aday yönetmen Terrence Malick temsil ediyor. Yıllardır merakla beklenen "The Tree of Life" adlı filmin başrollerinde Brad Pitt ve Sean Penn var.
Üvey evlat Alman Sineması
Asya sinemasını tanınmış Japon yönetmen Takashi Miike "Ichimei" ile temsil ederken, ev sahibi Fransa doğal olarak birden fazla yapımla yarışa katılıyor. Alman sineması ise son yıllarda olduğu gibi, bu sefer de üvey evlat muamelesi görüyor ve sadece “Belirli Bir Bakış” bölümüne kabul edilen Andreas Dresen filmi "Halt auf freier Strecke" ile kendini gösterebiliyor.
Sarkozy'yi deşifre eden film
Festivalin en heyecanla beklenen yapımı ise yarışma dışı programda. Fransız "La Conquête" adlı film, Xavier Durringer imzasını taşıyor ve Nicolas Sarkozy’nin cumhurbaşkanı olmadan önceki kariyerinden beş yıllık bir kesiti beyazperdeye taşıyor. Film Sarkozy’nin eski eşi Cécilia ile ilişkisini ve Élysée Sarayı’na erişebilmek için verdiği mücadeleyi konu ediyor. 18 Mayıs’ta gösterilecek olan bu filmin Sarkozy’nin şimdiki eşinin filminden daha büyük bir ilgiyle beklendiğini söylemek pek abartı olmaz.
Ev hapsinden Cannes'a
Siyasi açıdan ses getirmesi beklenen bir diğer yapım ise İran’dan. Uzun bir hapis cezasına çarptırılan ve şu anda ev hapsinde tutulan İranlı yönetmen Cafer Penahi, festivale çok şahsi bir film göndermiş. "In Film Nist" adlı yapım, yönetmenin 2010 Aralık ayında hakkında çıkan mahkeme kararına yaptığı itirazına cevap için aylar süren bekleyişini anlatıyor.
İlk konuk ülke Mısır
Cannes'da bu yıl bir de yeni bir bölüm var: Yılın Konuk Ülkesi. İlk konuk ülke de Mısır olacak. 25 Şubat'taki devrimle tarihinde yeni bir sayfa açan ülkenin özgürlük ve demokrasi adına verdiği mücadeleyi ve dayanışmayı kutlayan festival yetkilileri böylelikle Mısır Sineması'nın onurlandırılacağını açıkladı. Kuzey Afrika’daki siyasî dalgalanmaların Cannes’a yansıması kapsamında ayrıca Tunus'tan "La Khaoufa Baada Al'Yaoum" adlı film de bölgedeki değişim rüzgarlarını sinemaya taşıyacak.
Sinema dünyasının sanatsal açıdan en prestijli ödülü olarak gösterilen Altın Palmiye’yi kimin kazandığı 22 Mayıs’ta yapılacak kapanış töreninde açıklanacak. Yarışma bölümünün jüri başkanlığını bu yıl Hollywood’un dev yıldızlarından Robert de Niro üstleniyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Jochen Kürten / Çeviren: Aydın Üstünel
Editör: Beklan Kulaksızoğlu