1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Jüngste EU-Mitglieder feiern Jubiläum

2 Ocak 2012

Bulgaristan ve Romanya Avrupa Birliği’ne beş yıl önce üye oldu. Ancak aradan geçen beş yılda iki ülkede de hâlâ bir çok sorun çözülemedi ve eksiklikler giderilemedi.

https://p.dw.com/p/13ctf
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Avrupa Birliği’ne üye olmanın birçok avantajı da beraberinde getirdiği tartışılmaz bir gerçek. Bulgaristan ve Romanya Avrupa Birliği üyeliği sayesinde bir gecede barış, refah, güvenlik ve istikrar bölgesinin birer parçası oldu. Buna rağmen geçen beş yıl, Avrupa Birliği’nin bu iki yeni üyesinde hayallerin boşa çıktığını gösterdi. Avrupa Birliği üyeliği, bu ülkelerde yaşayan insanlara daha iyi bir hayat sağlamadı.

Avrupa Birliği’nin en fakir ülkesi olan Bulgaristan, birliğe üye ülkeler arasında ücretler, emekli maaşları, iş ve enerji verimliliği alanlarında son sırada yer alıyor. Bunun yanı sıra Bulgaristan, yargı reformu, sübvansiyonların yönetimi ile yolsuzluk ve organize suçlarla mücadelede de kötü not aldı. Ayrıca çocukların yeterince korunmaması da Brüksel’de sık sık tartışılan konular arasında bulunuyor. Bulgaristan’ın Avrupa Birliği’ne üye olduğu 2007 yılından bu yana, Brüksel defalarca ülkedeki eksikliklere dikkat çekti. Eksiklikler konusunda Sofya’dan da destek geldi. Özellikle yargı alanında değişiklikler yapılması gerektiği görüşünde olan Bulgaristan’ın eski Brüksel Büyükelçisi Antoaneta Pramatarova, “Organize suçlara karşı açılan davalar yıllar boyunca devam ediyor. Bu konuda katetmemiz gereken yol çok uzun” diyordu.

Brüksel ve Berlin’in eleştirileri

Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso
Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel BarrosoFotoğraf: dapd

Bulgarların çoğu geriye dönüp baktıklarında, 1 Ocak 2007 yılında Bulgaristan’ın “ikinci sınıf üye olarak” Avrupa Birliği’ne kabul edildiğini düşünüyor. Buna neden olarak da Bulgaristan vatandaşlarının Avrupa Birliği’ne üye diğer ülkelerde serbest bir şekilde çalışabilmesinin önüne getirilen engelleri gösteriyorlar. Ayrıca Bulgaristan’ın Euro Bölgesi’ne katılması da yakın bir gelecekte mümkün görünmüyor.

Bulgaristan’ı rahatsız eden bir diğer gelişme ise 2008 yılının sonbaharında yaşandı. Sofya, Brüksel’den aldığı sübvansiyonları yine suistimal ettiği için, Bulgaristan için öngörülen 220 milyar euro tutarındaki Avrupa Birliği yardımı, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso tarafından donduruldu. Barroso, yaptığı çağrıda “İktidarın üst kademelerindeki rüşvet ve organize suçların Avrupa Birliği’nde yerinin olmadığını ve hoşgörülemeyeceğini” söyledi. Barroso, bu sözleriyle devletin ülkede yaygın olan rüşvete karşı yeterince mücadele etmediğini söylemek istiyordu.

Ancak Brüksel'in Bulgaristan'a yönelik sert çizgisine Avrupa'da destek vermeyenler de oldu. Almanya eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Gernot Erler, Brüksel’in siyasetini eleştirenler arasında yer aldı. Yardımların dondurulmasının sonuçta sıradan Bulgaristan vatandaşlarını olumsuz yönde etkileyeceğini savunan Erler, “Bu açıdan bakıldığında yardımların dondurulması ülke için tam bir trajedi. Ancak en az bunun kadar olumsuz olan bir diğer durum ise ülkenin kaybettiği prestij” diyordu.

Pek kullanılmayan sübvansiyonlar

Avrupa Birliği’nin yeni bu iki üyesine gösterilen anlayışa karşılık, bu iki ülkeyi sürekli eleştirenler de var. Avrupa Birliği Parlamentosu’ndaki bazı milletvekilleri Bulgaristan ve Romanya’nın Avrupa Birliği’ne üye olmak olmak için hâlâ hazır olmadığını düşünüyor. Zaten Brüksel de, bu iki ülkeyi üyeliğe kabul etmeden önce, yaklaşık 8 milyon Bulgar ve 22 milyon Rumen için bazı koruyucu önlemler getirdi. Böylelikle Avrupa Birliği Komisyonu, her iki ülkenin de Avrupa standartlarına uyup uymadığını hâlâ denetliyor. Buna rağmen Brüksel’den gelen eleştirel raporlar, bu ülkelerdeki siyasetçileri pek etkilemiyor. Ayrıca Avrupa Birliği yardımlarının dondurulması gibi yaptırım tehditleri de tam olarak hedefine ulaşmadı.

Eski Romanya Başbakanı Adrian Nastase
Eski Romanya Başbakanı Adrian NastaseFotoğraf: DW

Romanya, ülke için ayrılan yaklaşık 19 milyar euroluk Avrupa Birliği yardımını 2013 yılına kadar alabilecek durumda değil. Eski Romanya Başbakanı Adrian Nastase, elbette bunun Avrupa Birliği’nin suçu olmadığı görüşünde. Avrupa Birliği ile yürütülen müzakereler, Nastase’nin iktidarda olduğu 2004 yılında başarıyla sonuçlanmıştı. Nastase, ülkesinin “Avrupa Birliği ile Rusya arasındaki tampon bölgeden” çıkartılabilmesi için, önemli siyasi çabaların gösterildiğini belirtiyor. Nastase, Romanya’nın, stratejik nedenlerden ötürü Avrupa Birliği’ne üye olmak için çaba harcadığını söylüyor.

'Güneydoğu Avrupa olmadan AB olamaz'

Bir çok Rumen politikacı, Güneydoğu Avrupa ülkeleri olmadan Avrupa projesinin tamamlanamayacağına inanıyor. İktidardaki muhafazakâr Liberal Demokrat Parti’den Avrupa Parlamentosu milletvekili Christian Preda, Avrupa Birliği’ne bir çok eski komünist ülke üye olurken, Romanya ve Bulgaristan’ın üye olmamasının düşünülemeyeceği belirtiyor. Ancak Preda, Rumenler ile diğer Avrupa Birliği ülkeleri vatandaşlarının yaşam koşulları arasındaki farklılıklara dikkat çekiyor. Bu farklılık, belirli bir zihniyetin sonucu mu, yoksa siyasi iradedeki eksiklikten mi kaynaklanıyor? Preda’ya göre, siyaset ve bir toplumdaki gelişmeler birbiriyle doğrudan bağlantılı. Bu nedenle de, Romanya’nın tüm alanlarda ne zaman Avrupa Birliği standartlarına ulaşacağını kestirmenin zor olduğunu söylüyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Emiliyan Lilov - Cristian Ştefănescu / Çeviri: Jülide Danışman

Editör: Ercan Coşkun

LINK: http://www.dw-world.de/dw/article/0,,15624110,00.html