BM’den eşcinseller için tarihi karar
19 Haziran 2011Merkezi Cenevre’de bulunan BM İnsan Hakları Konseyi, Güney Afrika tarafından sunulan karar tasarısını 19 üyenin olumsuz oyuna karşı 23 üye ülkenin olumlu oyuyla kabul ederken, karar farklı tepkilerle karşılandı. ABD başta olmak üzere pek çok Batılı konsey üyesinin desteklediği karar, bazı Afrikalı ve Müslüman ülkeler tarafından eleştirildi.
Oylamanın ardından açıklama yayımlayan ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, kararı, “eşcinsel, lezbiyen ve cinsiyet değiştiren kişilerin tamamen kim oldukları ve kimi sevdiklerinden dolayı dünya çapında karşılaştıkları engeller ve insan hakları ihlallerinin altını çizmek için tarihi bir an” olarak tanımladı.
Tasarıyı destekleyenler arasında ABD’nin yanısıra Brezilya ve diğer Latin Amerika ülkeleri yer alırken, tasarıya karşı çıkan ülkeler arasında Rusya, Suudi Arabistan, Nijerya ve Pakistan dikkat çekti. Çin, Burkina Faso ve Zambiya tasarıya çekimser kalırken, Kırgızistan oy kullanmadı, Libya ise 47 üyenin yer aldığı Konsey’deki hakları askıya alındığı için oylamaya katılmadı.
Karar ne getiriyor?
Karar, “dünyanın tüm bölgelerinde insanların cinsel eğilimleri ve cinsiyet tercihleri nedeniyle maruz kaldıkları şiddet eylemleri ve ayrımcılıktan derin endişe duyulduğunu” vurgularken, tüm dünyada eşcinsellere karşı ayrımcılığı ortaya koyan küresel bir rapor hazırlanması çağrısında bulundu.
Kararla ayrıca eşcinsellere karşı ayrımcılık yapan yasalarla şiddet eylemlerinin de dâhil olduğu insan hakları ihlallerini belgelemek için resmi bir BM süreci başlatılacak.
76 ülkede yasadışı
Uluslararası Af Örgütü’ne göre, aynı cinsiyete sahip kişiler arasında karşılıklı rızaya dayalı birliktelik 76 ülkede yasadışı sayılıyor ve pek çok ülkede eşcinseller, taciz ve ayrımcılığa uğruyor.
Kararı, BM’yi on yıllardır ikiye bölen bir konuda önemli bir değişiklik olarak nitelendiren eşcinsel hak savunucuları, atılan adımda Obama yönetiminin eşcinsel haklarının ABD’de ve dünyada tanınması için büyük çaba harcamasının etken olduğunu kaydettiler.
ABD, geçen Mart ayında eşcinsel hakları lehine bağlayıcılığı olmayan, ancak BM’ye üye 80’i aşkın ülkenin desteğini kazanan bir bildirge yayınlamıştı. Bunun yanı sıra ABD Kongresi, eşcinsellerin açık biçimde orduda hizmet etme yasağını kaldırmış, Obama yönetimi de aynı cinsiyetteki kişilerin yaptıkları evliliğin federal makamlarca tanınmasını yasaklayan Amerikan kanununun anayasa uygunluğunu artık savunmayacağını açıklamıştı.
Cenevre’deki oylama, ABD’deki eşcinsel haklarına ilişkin tartışmalar bakımından da önemli bir zamana denk geldi. New York Eyalet Kongresi, Cuma günü New York eyaletini aynı cinsiyetteki kişilerce yapılan evliliğe izin verecek altıncı ve şimdiye kadarki en büyük eyalet haline getirecek olan bir yasa tasarısını görüşmeye başladı.
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Daniel Baer de, BM kararının, buna karşı oy veren ülkelerde yaşayan eşcinsel kadın ve erkekler için ne gibi bir fayda sağlayacağı sorusuna karşılık, bunun, “uluslararası camiadaki pek çok kişinin, bu ülkelerdeki eşcinselleri desteklediği, onları yalnız bırakmadığı ve değişikliğin gelmekte olduğu yolunda önemli bir sinyal verdiğini” kaydetti.
Eşcinsel haklarını savunan bir grup olan ARC International'ın temsilcisi John Fisher ise BM kararının çok uzun süredir korunan sessizliği bozduğunu vurguladı.
İslam Konferansı Örgütü eleştirdi
Ancak bu kararla eşcinsellikle ilgili kanunların mercek altına alınması ihtimali, 47 üyeli BM İnsan Hakları Konseyi’nin pek çok üyesince endişeyle karşılandı. Pakistan’ın BM’nin Cenevre nezdindeki daimi temsilcisi Zamir Akram, İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) adına yaptığı konuşmada, “BM’ye, yasal zemini olmayan bazı kavramlar kabul ettirme girişimlerinden ciddi biçimde kaygılıyız” dedi.
Nijerya temsilcisi, tasarının pek çok Afrikalının arzusuna ters düştüğünü belirtirken, Moritanya temsilcisi, eşcinsel haklarını savunan kararın “bir insanın doğal haklarını doğal olmayanla değiştirme girişimi” olarak değerlendirdi.
İnsan Hakları İzleme örgütünün eşcinsel hakları programından Boris Dittrich ise ABD ve Batı Avrupa’nın, Güney Afrika’yı tasarıyı sunmaya ikna etmesinin önemli olduğunu, böylece bunun Batılı olmayan ülkeler tarafından “Batı’nın kendi değerlerini empoze etmesi” olarak yorumlanmasını güçleştirdiğini kaydetti. Ancak Dittrich, BM’nin kararı uygulatacak bir mekanizmaya sahip olmadığına da dikkat çekti ve “eşcinsel haklarını suiistimal eden hükümetlerin kim olduğunu belirtmek ve bunları mahcup etmek, sivil toplum örgütlerine düşüyor” dedi.
© Deutsche Welle Türkçe
Sema Emiroğlu / New York
Editör: A. Şimşek