Koronavirüs önlemleri nedeniyle 65 yaş üstündekiler bir yıldır yasaklarla yaşıyor. Uzun süren sokağa çıkma yasağı dinç kalabilmek için düzenli yürüyüş yapanları fena etkiledi. Yaşlılar için çok önemli olan hareket kabiliyetini kısıtladı. Rakamları gördükçe, çevrelerinden ölüm haberleri geldikçe korku ve endişeleri büyüyen ileri yaştaki insanların, ruh sağlığı da bu süreçte olumsuz etkilendi. Onlara yasak uygulanırken, onlarla aynı evde yaşayanlar, özellikle işçiler ve kamu hizmetindekiler gündelik iş temposunu sürdürmek zorunda kaldı. Yani tam korunma sağlanamadı.
Gençler, öğrenciler evlere tıkıldılar. Geçen yıl üniversite sınavına hazırlananlar burunlarını dışarıya çıkaramadı. Bazılarının hareketsizlikten, stresten metabolizmaları ve ruh sağlığı bozuldu.
İnsanlar kaybettikleri yakınlarını yapayalnız defnettiler. Çoğu kişi salgın nedeniyle alınan önlemlere uyduğu için sevdikleriyle doğru düzgün vedalaşamadı. Kötü günlerde yalnız kalanlar, iyi günleri de sevdikleriyle beraber kutlayamadı.
Sonra bu insanlar sanki salgın bir tek onlara varmış gibi, skandal durumlara tanık oldular. Halkın fırınlara hücum etmesine neden olan, son dakika sokağa çıkma yasağı ilanından söz etmiyorum. O büyük bir beceriksizlikti. Asıl sözünü etmek istediğim, milyonlarca kişi yasaklara uymak için bedel öderken, siyasi şov ve çıkarların kural tanımaması. Milyonlarca insanın gayreti ve mağduriyeti karşısında sergilenen, insanların sağlığını tehlikeye atan umursamaz, saygısız ve utanmazca tavır.
Salgınla ilgili önlemlere uymamanın bedelini kimlerin ödemek zorunda kaldığını ve hangi durumlarda istisna uygulandığını birkaç örnekle hatırlatalım:
20 Kasım 2020 - Yaşlı ve gençlere Cuma namazı serbest:
Bilimsel bir açıklama aramayın, yaşlı ve gençlere yönelik yasaklar, Cuma namazı söz konusu olunca esnetildi. Altmış beş yaş ve üzerindekilerin sokağa çıkma saati Cuma namazı bitimine kadar uzatıldı, 20 yaş altındakilerin sokağa çıkış saati ise Cuma namazına gidebilecekleri şekilde öne alındı.
24 Temmuz 2020 - Ayasofya’daki Cuma Namazı:
Ayasofya’nın camiye çevrilmesinin ardından kılınan ilk Cuma namazı için Erdoğan’ın verdiği rakama göre 350 bin kişi toplandı. Camiye girebilen protokol, güya maskeliydi ve güya mesafeli bir şekilde namaz kıldı, ama beraber sarmaş dolaş fotoğraflar çektirdi. Camide birçok kişinin burnunun altında tuttuğu ince maskelerin pek bir işe yaramadığı aslında o zaman da biliniyordu. Ayasofya’da Cuma namazı kılan AKP Manisa Milletvekili İsmail Bilen, Hatay Milletvekili Hüseyin Şanverdi ve Şanlıurfa Milletvekili Ahmet Akay peş peşe Covid pozitif çıktı. İçeride durum buyken, dışarıdaki resmen yanak yanağa duran insanlar arasında nasıl bir bulaştırma yaşandığını hayal edebilirsiniz. Daha doğrusu ancak hayal edebilirsiniz, çünkü Sağlık Bakanlığı bu tarihten sonra koronavirüs vakalarına ilişkin sayılara sansür uygulamaya başladı.
29 Temmuz 2020 - Sağlık Bakanlığı pozitif vakaları vermemeye başladı:
Ayasofya nümayişinden sadece 4 gün sonra, Sağlık Bakanlığı’nın her gün yayınladığı Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu’ndan pozitif vakalar ayıklandı, Bakan Koca’nın sonradan açıkladığı gibi, sadece "hasta olanlar", yani belirti gösteren pozitif vakalar bildirilmeye başlandı. Yani o tarihten itibaren, aralık ayına kadar pozitif test sonuçları halktan gizlendi. "Yoğun Bakımdaki Hasta Sayısı" da tablodan çıkarıldı.
31 Ağustos 2020 - Erdoğan’ın Giresun mitingi ve çay dağıtması:
Hükümet 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarını salgın önlemleri çerçevesinde yasakladı. Ne var ki bu kurallar Cumhurbaşkanı ve AKP’liler için geçerli değildi. Erdoğan sel felaketinden sonra 31 Ağustos’ta Giresun'da binlerce kişinin sosyal mesafe kuralı falan olmadan katıldığı bir miting yaptı.
Konuşmasının sonunda kalabalığı çay dağıtarak hareketlendiren Erdoğan, "Biliyorsunuz, Rizeliyim ya. Dedim ki, hiç olmazsa hemşerilerimin yanına giderken şöyle Rize'nin keyif çaylarından onlara ikram edeyim" diyerek otobüsün tepesinden kalabalığa çay attı. Sonuç, izdihamdı.
26 Eylül 2020 Gaziantep - Erdoğan yine çay dağıttı:
Erdoğan aynı şeyi yine, bu kez Gaziantep’te yaptı. Güya kalabalığı uyararak, "Şu anda tabii mesafeden maşallah binlerce kardeşimiz var. Şu mesafe kuralına lütfen dikkat edelim. Şöyle arayı biraz açalım. Sıkışık olduğumuz, zaman koronavirüs belasının olduğu böyle bir programda bir hayır işleyelim derken, bundan şer çıkarmayalım" dese de, herkes alt alta üst üste çay almaya çalıştı. Sağlık Bakanı Koca bir gün önce açıklamasını "Virüsle hep birlikte mücadele edelim" diyerek bitirmişti.
4 Aralık 2020 - 900 TL ceza:
Kırıkkale'de 65 yaş üstü bir vatandaş bulgur almak için toplu taşımayla alışverişe gitti; 900 lira ceza yedi.
8 Ocak 2021 - Otobüsten indirildi:
İstanbul’un Avcılar ilçesinde bir kadın 65 yaşından büyük olduğu için otobüsten indirilmek istendi. Kadın çalışmak zorunda olduğu için yollardaydı: "Ben çalışmazsam açım. Versin biri parayı tamam gitmem otururum. Beni kim getirip götürecek?"
1 Şubat 2021 - AKP Bursa ve Eskişehir İl Kongreleri:
Binlerce kişilik katılımla gerçekleşti. Erdoğan diğer il kongrelerinde de salonların tıklım tıklım dolu olmasından dolayı partililere teşekkür etti. Eskişehir’deki kongre de, valiliğin açık hava toplantısı, yürüyüş, oturma eylemi ve basın açıklaması yasağına rağmen yapıldı.
2 Şubat 2021 - Kadıköy’de acil toplanma yasağı:
İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri için saat 18.00'de Kadıköy Rıhtım'a eylem çağrısı yaptı. Kadıköy Kaymakamlığı hızlı bir refleksle, "toplumun salgından korunması ve salgının yayılımının engellenmesi çalışmalarına olumsuz tesir edebileceği" gerekçesiyle her türlü toplantı ve gösteri yürüyüşünü yasakladı.
5 Şubat 2021 - Sokağa çıkma yasağında kaçınca vuruldu:
İstanbul Beykoz’da sokağa çıkma yasağı sırasında arkadaşlarıyla beraber arabayla dolaşmakta olan 25 yaşındaki Ahmet Günel, önce polisten kaçtı sonra kendisini durduran polis memuru tarafından yakın mesafeden vurularak öldürüldü. 27 Nisan 2020’de de 18 yaşındaki Ali Hemdan Adana’da sokağa çıkma yasağında polisten kaçarken vurularak öldürülmüştü.
11 Şubat 2021 - AKP Hatay İl Gençlik Kolları Kongresi:
Kapalı alanda yapılan kongrenin görüntüleri haberlere günler sonra konu oldu. Davul zurna eşliğinde tıklım tıklım bir salonda dansedenler dip dibeydi. Omuzlara alınan partinin Defne İlçe Gençlik Kolları Başkanı Yusuf Özyurt ağzında olması gereken maskeyi elinde sallıyordu. Oysa bir habere göre, kendisi sadece aylar önce koronavirüse yakalanmış ve iyileşmişti.
15 Şubat 2021 - AKP Rize Kongresi "lebalep":
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Salgının olduğu bir dönemde kongre yapıyoruz ve salon lebalep dolu" dedi. Kongre sonrasında Rize'de vaka sayısı yükseldi.
21 Şubat 2020 - Muhammed Emin Saraç’ın cenazesine herkes katıldı:
YÖK Başkanı Yekta Saraç ile bir zamanlar Habertürk’e atanan ve Alo Fatih olarak hatırlanan Fatih Saraç’ın babası, Muhammed Emin Saraç’ın cenazesi Erdoğan’ın da katıldığı toplu bir cenaze töreniyle toprağa verildi. Saraç, "hadis alimi" olarak anılıyordu. Aynı tarihlerde yakınlarını cenaze töreni yapamadan toprağa verenler bu tabloya tepki gösterdi.
22 Şubat 2020 - AKP İzmir İl Kongresi:
Sanki daha önceki kongre görüntülerine hiç tepki gelmemiş gibi kalabalıktı. Hatta İzmir’de lise öğrencilerinin de kongreye çağrıldığı haberleri çıktı. Kalabalığın kongre yapılan salona girmek için kapının önüne ve merdivenlere yığıldığı görüntüler sosyal medyada tepki topladı.
Örnekler çoğaltılabilir. Yılbaşında sokağa çıkma yasağı varken, otellerde kapalı alanda mesafesiz eğlenenleri de unutmamak gerek.
Kendilerini ayrıcalıklı sananlar, "Bana bir şey olmaz" diyenler, hem bugüne kadar sabredip bedel ödeyenlere saygısızlık içinde, hem de yakın çevrelerinden başlamak üzere başkalarının sağlığını tehlikeye atıyor. Bu vurdumduymazlığı açıklamanın ise hiçbir yolu yok, çünkü akıl buna engel oluyor.
Banu Güven
© Deutsche Welle Türkçe