Basın özeti
7 Aralık 2007Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi, Fransa Cumhurbaşkanı Nikolas Sarkozy’nin, görevindeki altı ay süresinde sürekli solo dans etmesiyle öne çıktığını belirterek, bu çıkışların yavaş yavaş diplomatik sınırılarına dayandığı görüşünü savunuyor. Yorumun devamında şu görüşler yer alıyor:
“Sarkozy’nin pek sevdiği Akdeniz Birliği projesi bir türlü uygulamaya geçemiyor. Mağrip ülkeleri, özellikle de Sarkozy’nin imtiyazlı ortağı Cezayir, Sarkozy’ye yüz vermiyor. AB içinde Akdeniz’e kıyısı olan üye ülkeler bu proje konusunda çekimserliğin de ötesinde bir ruh hali içindeyken, projeye sadece ortaklık bağlamında katılmaları öngörülen Orta ve Kuzey Avrupa’daki AB ülkeleri ise düpedüz öfkeliler.”
Münchner Merkur gazetesi de aynı konudaki yorumunda, Sarkozy’nin, Avrupa Birliği’ni en can alıcı noktasında yakaladığını belirterek, yorumuna şöyle devam ediyor:
„Zira birliğin hala Türkiye, Ukrayna, Beyaz Rusya’yı, ya da Kuzey Afrika ülkelerini Avrupa Kalesi’ne nasıl dahil edeceği konusunda inandırıcı konseptleri bulunmuyor. Tam üyelik ile red yanıtı arasında orta yol olarak sunulan ‘imtiyazlı ortaklık’ önerisi gibi, Akdeniz’e kıyısı olan komşular için ortaya atılan ‘Akdeniz Birliği’ önerisi de içi doldurulamayan bir öneri olarak kaldı. İşte Sarkozy, Akdeniz Klübü ile bu boşluğa çarpmış durumda.”
Almanya'da çocuklara karşı şiddet eylemlerinin artması, Alman kamuoyunu ve kurumları sarsıyor. Aileiçi şiddet eylemlerinin boyutu, anne-babaların kendi çocuklarını öldürmesine kadar varıyor. Son olarak Schleswig-Hollstein eyaletinde bir anne, beş çocuğunu öldürmek suçundan tutuklandı. Franfurter Allgemeine Zeitung Gazetesi, Almanya’da giderek artan çocuk cinayetleriyle ilgili şu yoruma yer veriyor:
“Emniyet teşkilatları ve sosyologların açıkladığı istatistikler, Almanya’da ebeveynlerin yüzde birinden azının çocuk bakımı konusunda çok zorlandığı yönünde. Uzmanlara göre bu çocukların ailelerinin elinden alınması gerekiyor. Çocuğunun bakımının üstesinden gelemeyen bu küçük kesim, şimdiye kadarkinden daha farklı yöntemlerle kontrol edilmeli. Bu yönde en mantıklı gelen öneriyse, çocuklarda beş yaşına kadar yapılan önleyici doktor muayenelerinin zorunlu hale getirilmesi. Çocukların hayatı sadece birtakım yasaların çıkarılmasıyla değil, konuyla ilgili daha fazla özen ve dikkatle korunabilir. “
Stutgarter Nachrichten Gazetesi ise aynı konudaki yorumunda şu uyarılarda bulunuyor:
“Komşularımız ya da çevremizdeki aileler şüpheli tavırlar sergilediği zaman, kafamızı çevirip, olanı biteni yok saymak, kolayımıza geliyor. Zira, bu kişilere nasıl olduklarını sormak, ya da sorunlarıyla ilgilenmek ve yetkilileri gerekiyorsa birden fazla kez konuyla ilgili uyarmak daha zor. Ancak medeni cesaretimizi toplayıp, çevremize karşı duyarlı davranmazsak, elimizde kalacak yegane şey, şimdiki gibi yas ve öfke olur.