1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa Merkez Bankası borç krizi ile mücadele ediyor

16 Haziran 2010

Avrupa Merkez Bankası'nın, borcu yüksek devletlerin tahvillerini satın alması, finans uzmanları arasında hoşnutsuzluğa yolaçtı, zira bankanın bağımsızlığının tehlikeye düşebileceği endişesi bulunuyor.

https://p.dw.com/p/Nsbd
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude TrichetFotoğraf: AP

Para değerinde istikrarın korunması, Avrupa Merkez Bankası'nın ana hedeflerinden biri. O yüzden de Euro bölgesinde enflasyonun yüzde ikinin hemen altında kalmasına çaba sarfediliyor. Bu amaçla normal dönemlerde, bankalara sunulan likiditede ayarlar yapılıyor ve ana faiz oranlarındaki oynamalarla, piyasadaki kredi düzeyi belirleniyor. Ancak finans ve şu anda içinde bulunulan borç krizinde, bu normal enstrümanlar yetersiz kalıyor. Bu nedenle Avrupa Merkez Bankası, bankaların yeniden finans işlemleri için sınırsız likidite sağlama yoluna gitti. Normal dönemlerde hem likiditenin miktarı sınırlı kalıyor, hem de belli oranda faiz isteniyor. Fakat bu da yetmeyince, Merkez Bankası mayıs ayı ortasında, yüksek borcu olan AB üyesi ülkelerden devlet tahvili satın alınacağını duyurdu.

Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet, bu kararı geçen hafta da savunmaya devam etti. Trichet, devlet tahvillerini satın alma programının, para politikasındaki parasal aktarım mekanizmalarının etkin bir şekilde işlemesini sağlamayı hedeflediğini, zira bunun Euro bölgesindeki tahvil piyasasındaki arızaları gidermeye yaradığını söyledi.

Başlangıçtaki eleştiriler duruldu

Avrupa Merkez Bankası'nın, haftabaşına kadar 47 milyar Euro değerinde devlet tahvili satın aldığı tahmin ediliyor. Bu adım, daha önce İngiltere ve ABD Merkez Bankalarının da benzeri kararlar almış olmasına rağmen, başlangıçta epey eleştirildi. Hatta ilk eleştirenler arasında, Avrupa Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyesi ve Almanya Merkez Bankası Başkanı Axel Weber de vardı. Ancak şimdi eleştirilerin dozu azalmakta. Avrupa Merkez Bankası, daha önce de duyurduğu gibi, piyasalara devlet tahvili alımı ile sağladığı likiditeyi, başka yollardan yine geri çekmeyi beceriyor. Böylelikle Euro'yu tekrar zayıflatma tehlikesi teşkil eden, enflasyon riskinin önüne geçilmeye çalışıyor. Unicredit Almanya bankasının baş iktisatçısı Andreas Rees, yine de uyarıda bulunuyor ve şöyle konuşuyor:

"Bir kriz enstrümanı olarak bu akıllıca bir yol, ancak sürekli olmaması gerek. Avrupa Merkez Bankası'nın orta vadede bu alandan elini çekmesi gerekecek, o zaman da AB'nin öngördüğü kurtarma fonlarının devreye girmesi sözkonusu olacak.“

Yatırımcı çekimser

BHF Bankası'nın baş iktisatçısı Uwe Aengenendt ise, Avrupa Merkez Bankası'nın bu alandan elini çekeceği tarihin daha uzak olduğu kanısında. Devlet tahvilleri alımına, ancak tahvil piyasaları tekrar işlemeye başlayınca son verilmek istendiğini belirten Aengenendt, fakat şu anda piyasaların kısa sürede toparlanacağını sanmıyor. Yatırımcının bu noktada çok çekimser olduğunu söyleyen iktisatçı, bu yüzden Avrupa Merkez Bankası'nın bundan böyle de hazine tahvilleri satın almak zorunda kalacağına inanıyor. Aengenendt, "Bekleyip görmek lazım, ancak ben daha bunun uzun sürmesinden çekiniyorum. Böylece Avrupa Merkez Bankası giderek daha artan bir oranda devlet maliyesine karışmış oluyor ve bu da kanımca bankayı güçten düşürüyor.“ diyor.

Unicredit Bankası'ndan Andreas Rees, bankanın devlet tahvili alma kararının, eleştirilse de, imajına zarar vermediği görüşünde. Uluslararası yatırımcıların, Avrupa Merkez Bankası'nın istikrar iradesinden şüpheleri olduğunu sanmadığını söyleyen Rees, yoğun baskı altındaki Euro'nun Amerikan Doları karşısındaki değeri ile Euro bölgesi içindeki istikrarın karıştırılmaması gerektiğini vurguluyor ve "Avrupa Merkez Bankası'nın istikrar iradesi veya enflasyon riski doğurabileceğinden, en azından kısa vadede, şüphelenmek için bir neden yok.“ şeklinde konuşuyor.

Euro son günlerde hafif de olsa tekrar yükselişe geçti. Ekonomik gözlemciler, bunun piyasaların tekrar Avrupa Merkez Bankası'na daha fazla güven duymaya başladığının işareti olduğunu belirtiyorlar.

© Deutsche Welle Türkçe

Brigitte Scholtes/ Çeviren: Aydın Üstünel

Editör: Ahmet Günaltay