Asena Melisa Sağlam: Bizi koruyan bir yargı yok
22 Haziran 201721 yaşındaki üniversite öğrencisi Asena Melisa Sağlam'ın İstanbul'da Pendik minibüsünde 'Ramazan'da şort giydiği için' taciz ve şiddete maruz kalması iki gündür Türkiye'nin gündeminde. Bugün, Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nden saldırgan hakkında ikinci kez gözaltına alınmasının ardından 'tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılma' kararı çıktı, savcılık ise karara itiraz etti. Olayın mağduru Melisa Sağlam DW Türkçe'nin sorularını yanıtladı:
DW Türkçe: Kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Nasılsınız?
Asena Melisa Sağlam: Bugün kötü hissediyorum, dün biraz iyiydim, gözaltı kararı çıktığı için. Bugün tekrar, ikinci kez serbest bırakıldığını öğrenince… Trajikomik aslında, çok karmaşık duygular içerisindeyim.
DW Türkçe: Bir genç kadının başına gelmemesi gereken bir olay yaşadınız. Neler hissettiniz o anda?
Sağlam: Önce şok oldum. Minibüste kimse seni tanımıyor, kimsenin sana düşmanlığı yok, korktuğun biri yok. Beklemediğin anda bir darbe yiyorsun, kalkıp kendini savunmaya çalışıyorsun, bir daha aynı şekilde muamele görüyorsun. Kimsenin yardım etmediğine şahit oluyorsun, en son videodaki gibi çaresizce oturup ağlıyorum. Yapabileceğim başka bir şey şu anda da yok, o zaman da yoktu. O zaman kimse yanımda olmadı, o yüzden buna maruz kaldım dedim. Şimdi adalet başlığı altında yargılansın istedim ama adalet de bu kişiyi suça değer bulmadı. Demek ki benim oturup ağlamaktan başka yapabileceğim bir şey yok.
DW Türkçe: Etraftaki insanlar sizce neden tepki vermediler?
Sağlam: Önce iyi niyetle yaklaşmak istiyorum, olayın şokundan olabilir, anlamamış olabilirler. Ama görüntüde ses kayıtları yok. Ben orada kalkarken herkes anlasın diye 'Sen bana nasıl vurursun?' diye kalkıyorum. Çünkü birkaç kere daha başıma geldiği zaman 'Biz anlamadık, ne oldu' gibi tepkilerle karşılaştım. Böyle şeylerde anlaşılmadığını düşündüğüm için bana vurduğunu belirtmiştim. Ona rağmen seyirci kalmakla yetindiler. Aynı zamanda hadi diyelim, darp sırasında kimse anlamadı, çok kısa bir süre geçti. Saldırgan indikten sonra minibüsü çevreleyerek koştu, minibüsün önünden yukarı çıktı. Bu sırada şoförün onu tutması mümkündü ama yapılmadı.
DW Türkçe: Size şort giydiğiniz için saldırdı, değil mi?
Sağlam: Önce şöyle oldu, niyetli olduğunu, Ramazan'da böyle giyinilir mi niyetliyiz dedi. Bana minibüste de tahrik olduğunu söyledi.
DW Türkçe: Önce bir sözlü taciz oldu yani...
Sağlam: Tabii, siz şu an sadece saldırıya yakın görüntüleri görüyorsunuz. O ilk bindiğimde, minibüs doluykendi. Yanda bir aile vardı, aileyi kastederek 'Aile var' dedi, kötü sözler de sarfetti. Ben şahsım adına bir hakarette bulunana kadar cevap vermedim, verdiğim cevapta da önüme bakarak 'sende bakma o zaman' dedim. Minibüs orta kalabalık haldeyken devamlı gözleriyle beni izledi. Kalkmadan önce saçımın ucunu ellerinin arasına almış, ben fark etmedim, avukatım söyledi.
DW Türkçe: Yaşadıklarınız sizde 'Kadınlar bu toplumda savunmasız' duygusu ve korku uyandırdı mı?
Sağlam: Tabii ki uyandırdı. Çünkü biz kendimizi koruyamıyoruz görüldüğü gibi, bizi koruyan bir yargı yok şu anda. Benden önceki diğer vakalarla birlikte. Saldırgan şu anda başka suçlardan tutuklu ama aklında şu yok, 'Ben birine vurdum, vurduğum için ceza aldım' yok. Belki diğer suçları olmasa şu anda sokakta olacak, bu da ayrı bir ironi. Bunu birine yapmış bir insan başkasına yapacak diye düşünülmemesi saçma ve eksik düşünce.
DW Türkçe: Olayın arından destek gördünüz mü?
Sağlam: Çeşitli kadın örgütleri çok destekledi. Yarın da Pendik minibüs duraklarında bir yürüyüş gerçekleştireceklermiş. 5-6 grup toplaşarak bana destek verecekler. İlk desteklerine nazaran söylüyorum, çok etkili oldu. İlk desteklerinden sonra ben bu kadar gündeme taşındım. Kesinlikle farkındalığın, desteğin ses duyurmak için bir önemi olduğunu düşünüyorum. Başsavcılık bile ben gündem olduktan sonra tekrar gözaltı kararı verdi.
DW Türkçe: Saldırganın tutuksuz yargılanması kararı verildi bugün. Bu karar hakkında neler düşünüyorsunuz?
Sağlam: Adaletin işleyişinin zayıflığı mı eksikliği mi, adam yeniden serbest bırakıldı. Devlete olan suçu ise affedilmiyor. Devletin gücüne gidecek bir olay yok, devlet 'bu adam vergi ödemiyor, elektrik kaçırıyor' dememiştir. Devlet onun kişi olarak farkında değil. Ben ise kişi olarak farkındayım. Bende psikolojik olarak hasar bıraktı, diğer insanlara karşı önyargı olarak bıraktı. Onun cezası 3 yıl 9 ayken, benimki tutuksuz yargılanma. Aklım mantığım almıyor…
DW Türkçe: Kadına yönelik şiddet Türkiye'nin büyük bir sorunu olmayı sürdürüyor. Son örneğini de maalesef siz yaşadınız. Sizce bununla nasıl mücadele edilebilir?
Sağlam: Cezalarla edilebilir. İnsanlarını iki kez, üç kez düşünmeye yönlendirecek bir ceza verilmiş olsa bu olmayacak. Yargının adaletin düşündüğü şeyin ne olduğunu merak ediyorum. Bir birinin özgürlüğünü kısıtlıyor. 'Şortumu kısıtlıyor, dinimi kısıtlıyor, düşüncemi kısıtlıyor' değil, herhangi bir özgürlüğümü kısıtlıyor. Bunu birinin birine yapması mantıklı mı sizce? Diğer olaylarda pasif tepkiler gördüğü için saldırganlar, ceza almadığı için cesaretlendirme oluyor. Bu adamın çevresi de bu adamın zihniyetinde. Minibüste ilk bana o sözleri sarf ettiğinde de halkın adama desteği oldu, 'bırak şunu' dendi, beni kimse savunmadı. Adam orda da destek gördü. Ben bir kadını tartaklasam, toplumdan daha fazla saygı göreceğim diye düşünüyor.
DW Türkçe: Bundan sonraki adımlarınız ne olacak, beklentileriniz neler?
Sağlam: Bundan sonraki beklentim üçüncü kez gözaltı kararı çıkıp tekrar tutuklanması olmayacaksa kesinlikle bir beklentim yok. En azından vergi suçunu çeksin, en azından içeride. Ama içeride olmayabilirdi de, o zaman ben mücadele edecektim bununla. Kararın tekrar gözden geçirilmesini istiyorum diyeceğim ama o karar hangi yoldan vardıysa yine o yoldan aynı karara varır herhalde. Bu adama ceza verecek insanın içindeki vicdanı, ona ceza verme isteğini, o bilinci ona ceza verme isteğini ben hangi hareketimle, ya da toplum, kadınlar, millet olarak hangi hareketimizle uyandırabiliriz inananın bilmiyorum.
DW Türkçe: Son olarak ne söylemek istersiniz?
Sağlam: Bu olayda olduğu gibi kadınların hep birlikte güçlü olmasını, en azından sesimizi duyurmamızı, biz sesimizi duyurduktan sonra da adaletin gereğini yapmasını istiyorum.
© Deutsche Welle Türkçe
Başak Özay