1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Arap ülkeleri İran-ABD yakınlaşmasından rahatsız

14 Mayıs 2015

Yemen kriziyle daha da karışan Körfez'deki durum Washington'da masaya yatırılıyor. Beyaz Saray'da başlayıp perşembe günü Camp David'de devam edecek zirveye Körfez İşbirliği Konseyi üyesi altı ülke davetli.

https://p.dw.com/p/1FPVl
Fotoğraf: Reuters/J. Bourg

Arap ülkeleri İran-ABD yakınlaşmasından rahatsız

Zirve buluşmasına altı ülkeden sadece ikisi devlet başkanı düzeyinde katılacak. Özellikle de Suudi Arabistan Kralı Selman'ın zirveye bizzat katılamayacağını açıklaması soru işaretlerine yol açmıştı. Uzmanlar, Suudiler ve çoğu Körfez ülkesinin bu tavrının arkasında ABD'nin İran ile yakınlaşma politikasına duyulan tepkinin yattığı görüşünde.

'Obama var olmayan bir ülkenin Makyavel'i'

Washington merkezli Amerikan düşünce kuruluşu Hudson Enstitüsü'nden Michael Doran, ABD Başkanı Barack Obama’yı, başarı tutkusu nedeniyle her yolu denemekten çekinmeyen tarihi figür Makyavel ile kıyaslıyor:

“Var olmayan bir ülkenin Makyavel'i.. Ne güvenilir bir düşman, ne de güvenilir bir dost... Ona gerçekten güvenen de, onun taleplerine aldırış eden de yok.”

Iranische Zeitungen zeigen Bilder zum Thema Atom-Einigung
Fotoğraf: Getty Images/AFP/B.Mehri

'İran ile Suudi Arabistan'a aynı muamele'

Doran'a göre bu durum özellikle Suudi Arabistan ile ilişkilerde su yüzüne çıkıyor. Doran, Obama’nın yakın müttefiki Suudi Arabistan’a, Suudilerin ezeli düşmanı İran ile aynı muamelede bulunmaya çalıştığını söylüyor. Doran, Orta ve Yakın Doğu’da arabulucuk rolüne soyunmak isteyen Obama’nın bu tavrıyla Suudi Arabistan ile Körfez ülkelerini ‘son derece öfkelendirdiği’ görüşünü savunuyor. Başkan Obama’ya sert eleştirileriyle tanınan Cumhuriyetçi Senatör John McCain, Obama’nın İran ile nükleer bir anlaşma imzalaması durumunda, Arap müttefiklerin bundan zarar görmeyeceklerine onları ikna etmenin zor olacağını vurguluyor.

Hudson Enstitüsü'nden Michael Doran, Obama’nın izleyeceği yeni politikalara ilişkin şunları söylüyor:

“Obama ABD'yi bölgede arabulucu olarak konumlandırmak istiyor. O, Suriye, Irak ya da Yemen’deki gibi bir sorun ortaya çıktığında herkesi bir araya toplayıp, ‘hepimiz yetişkin insanlarız, gelin soruna bir uzlaşı bulalım’diyecek kişi. Obama İran’ın da devrede olmasını istiyor ve bu şekilde İran'ın son 30 yılda olduğundan daha sorumlu davranacağına inanıyor.”

Saudi Arabien Riad GCC Gipfel
Fotoğraf: picture-alliance/AP Photo

Suudiler ABD'den füze savunma sistemi temelinde işbirliği istiyorlar

Suudi Arabistan ile diğer Körfez ülkelerinin ise bu gelişmeleri kaygıyla izledikleri belirtiliyor. Bu ülkeler gelişmeleri aynı zamanda İran ile nükleer görüşmeleri yürüten ABD’nin bölgeye veda ettiği ve Amerikan nüfuzunun kaybolmaya yüz tuttuğu şeklinde de yorumluyorlar. Washington Post gazetesinin bir haberine göre, Suudi hükümet üyeleri ABD’nin İsrail ile yaptığı işbirliğine benzer bir askeri işbirliği talep ediyorlar. Bu işbirliğinin temelini ise ortak bir füze savunma sistemi oluşturuyor. Başkan Obama’nın güvenlik danışmanları ABD’nin bölgede zaten 35 bin askerle güçlü bir varlık gösterdiğine işaret ediyorlar. Öte yandan Başkan Obama bölgeye daha fazla sayıda silah göndermeyi istiyor ve talep edilen füze savunma sistemini de özünde desteklediğini belirtiyor.

'Obama İran anlaşmasına Kongre'den oy toplayabilmeyi hedefliyor'

Siyasi gözlemciler Başkan Obama’nın bu çıkışlarıyla Suudi Arabistan'ın çekincelerini giderebileceğini vurguluyorlar. Hudson Enstitüsü'nden Michael Doran, Obama’nın böylece aslında somut olarak dile getirilmemiş başka bir hedefe daha ulaştığı görüşünü savunuyor: “Obama, ABD’de kendisini eleştiren çevrelere, müttefiklerine elini uzattığını ve onlarla işbirliği içinde olduğunu göstermek istiyor. Burada asıl hedefi ise Kongre! Kongre'den gereken oyları almayı, böylece İran ile yapacağı anlaşmanın Kongre tarafından engellenmemesini amaçlıyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Gero Schließ