Ankara'daki bombalı saldırı sonrası izlenimler
17 Şubat 2016Ankara'da akşam saatlerinde trafik en çok iş çıkışında yoğunlaşır. Tüm kamu kurum ve kuruluşları, TBMM'nin etrafındaki binalar ile askeri binalardan gerçekleşen iş çıkışları şehri çevreleyen tüm yolları neredeyse bütünüyle sıkıştırır. Çankaya'dan Kızılay tarafına doğru ilerlerken trafiğin çok sıkışık olduğu akşam saatlerine denk gelmiştim. Radyo dinliyordum. Bir anda öyle büyük bir patlama sesi duydum ki; arabamın patladığını hissettim.
Trafik durma noktasındaydı. Başımı camdan dışarı uzattığımda trafikteki herkesin aynı refleks içinde olduğunu farkettim. Herkes, arabasının patladığını hissetmişti. Bir anda radyodan “Ankara'da büyük patlama sesi duyuldu” mesajı yayılmaya başladı. Ne olduğunu kendi kendime anlamaya çalışırken, telefonum da çalmaya başladı. Patlamanın olduğu anda trafikte olanlar bir gariplik olduğunu hissetmişler, birbirleriyle iletişim kuruyorlardı. Dakikalar ilerledikçe evde televizyonu başında olanlardan “Nerdesin? Kızılay'da patlama olmuş. O tarafa gitme” telefonları almaya başladım. Sonra bir anda akşamın karanlığına ambulans sesleri eşlik etmeye başladı.
Trafik kilitlendikçe, kilitlendi. Herkes ama herkes durdu. Radyo haberlerine kulak kesildim. “5 ölü, 11 ölü, 20'den fazla ölü” diyen haberler birbirinin peşi sıra gelmeye başladı. Patlamanın olduğu yere ulaştığımda polis etrafı çoktan çevirmişti. Ankara derin bir karanlığa boğulmuştu. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nu radyoda dinledim: “Olay yerinde 20-21, hastanelerde 3 vefat var. 61 vatandaşımız yaralı.” Ölü sayısının dakikalar ilerledikçe arttığı bilgisini öğrenmek insanı kahrediyordu. 4 ay önce, 10 Ekim 2015'te Ankara Tren Garı'nda yaşananlar tekrarlanıyordu. Ankara'ya yeniden ölüm haberleri yayılıyordu.
Bu arada; patlamayla ilgili ilk açıklama TSK'dan gelmişti: “17 Şubat 2016 Çarşamba günü saat 18:31'de Türk Silahlı Kuvvetleri personelini taşıyan servis araçlarına, İnönü Bulvarı üzerinde bulunan kavşaktaki trafik ışıklarında bekledikleri esnada terör saldırısı düzenlenmiştir.” TSK; yazılı açıklamasında Türk milletine başsağlığı dilerken “Alçakça ve kalleşçe düzenlenen bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz” mesajına da dikkat çekti.
Yayın yasağı tartışması
Patlamanın hemen ardından olayla ilgili yayın yasağı da getirildi. Sadece resmi açıklamalar yayımlanabiliyordu. Radyodan dinlediğim kadarıyla patlama yerine ilişkin hiçbir görüntü televizyonlara yansıtılmıyordu. Sosyal medyanın popüler adresi Twitter; önceki saldırılardan sonra olduğu gibi bir kez daha yayın yasağına tepki gösterenlerle, bu yasağı savunanların çarpıştığı bir alana dönüştü. Kimisi vatandaşın haber alma hakkının engellediğinden yakınıyor, kimisi de olay yerine ilişkin bilgi ve görüntü yayımlamanın terör örgütlerine yardım anlamına gelebileceğini iddia ediyordu. Herkesin üzerinde anlaştığı bir konu vardı ki; o da teröre karşı birlik olunması gerektiğiydi.
Bomba yüklü araçla saldırı
Patlamanın nasıl olduğuna ilişkin açıklamalar ile teröre lanet okuyan kınama mesajları birbirini izledi. İnönü Bulvarı'nı Dikmen Caddesi'ne bağlayan Merasim Sokak'ta, askeri servis araçlarının yanında bomba yüklü bir araç infilak ettirilmişti. Ankara'nın ‘kalbi' sayılan bu noktadaki patlama, şehrin her yanından duyulmuştu. İki askeri servis aracı alev topuna dönmüştü. Olay yerinden yükselen siyah dumanlar şehrin hemen her noktasından farkedilebiliyordu. Alevler içinden alınan yaralılar çevredeki hastanelere trafiğin en yoğun olduğu saatlerde güçlükle de olsa ulaştırılabildi. Tüm çevre yollar trafiğe kapatılmıştı ancak trafikte kalan araçlar; nereye ve nasıl gideceklerini dakikalarca çözememenin sıkıntısını da yaşadılar. İçişleri Bakanlığı önünde bulunan şüpheli bir paketin fünye ile patlatılması da ‘yeni bir saldırı mı oluyor' paniğini beraberinde getirdi.
Kurtulmuş: 28 vatandaşımızı kaybettik
Saldırıyı ‘terör saldırısı' olarak niteleyen hükümet, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun başkanlığında bir güvenlik zirvesi de gerçekleştirdi. Zirve sonrası açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş “28 vatandaşımız hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenler arasında siviller de var” dedi. Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğünü, ‘en kısa zamanda' saldırının arkasında kimlerin olduğunun aydınlatılacağını söyleyen Kurtulmuş, “Bu saldırı sadece askeri personele karşı değil milletimizin tamamına karşı yapılmış alçakça, sinsice ve haince bir saldırıdır. Sadece saldırıyı yapanları değil, terörizme siyasal destek verenleri de lanetliyoruz” dedi. “Saldırının çok iyi planlanarak yapıldığını” ancak Türkiye'nin bu saldırıyla ilgili tüm bağlantıları ortaya çıkaracak güce sahip olduğunu dile getiren Kurtulmuş'un vatandaşlara ‘teröre karşı birlik' çağrısı yaparken, uluslararası camiaya da “kuru kınama mesajları yerine güçlü tonda destek bekliyoruz” mesajı vermesi dikkat çekti.
“Saldırılar sabrımızı zorluyor”
Saldırının ardından bir dikkat çekici açıklama da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'dan geldi. Türkiye'nin terörle mücadelesinde verdiği kayıplara yenilerinin eklenmesi için “sabrımız zorlanıyor” diyen Erdoğan, “Sınırlarımız dışında ve içinde gerçekleşen saldırılara misliyle karşılık verme konusundaki kararlılığımız daha da güçlenmektedir. Türkiye'nin meşru müdafaa hakkını her zaman, her yerde ve her durumda kullanmaktan çekinmeyeceği bilinmelidir” çıkışında bulundu.
© Deutsche Welle Türkçe
Hilal Köylü