Anadilin önemi anlaşılıyor
18 Şubat 2012Almanya’da her üç çocuktan biri, iki veya daha fazla dili öğrenerek büyüyor. Göçmen kökenli aileler arasında Almanca, anadilden sonra gelen ikinci dil konumunda bulunuyor. Bütün çabalara rağmen, Almanya’da göçmen kökenli çocukların hâlâ eğitim hayatlarının başarısız olduğu gözlemleniyor. Alman hükümetinin göçmenlerin durumuna ilişkin son raporunda da bu duruma dikkat çekildi. Ocak ayının sonunda Berlin’de Başbakan Angela Merkel’in ev sahipliğinde yapılan beşinci Uyum Zirvesi’nde, göçmenlerin uyumunu sağlaması hedeflenen “Ulusal Uyum Eylem Planı” kabul edildi. Bu plandaki en önemli maddelerden birini, göçmenlerin Almanca öğrenmesi oluşturuyor.
“Hedeflenen dil Almanca”
Hannover'de düzenlenen eğitim fuarı "didacta", göçmen kökenli çocuk ve gençlerin Almanca öğrenmesinin desteklenmesi konusunda bir tartışma platformu sağladı. Fuara katılan Köln merkezli Çok Dillilik Ağı adlı dernekten Patricia Hahne-Wolter, öğretmenlerin acilen yardım istediğini belirtiyor. Hahne-Wolter, bir çok öğretmenin derhal çözüm istediğini belirterek, bu konuda ne yapacaklarını bilmediklerini ifade ediyor.
Almanya'daki okullarda çocukların Almanca öğrenebilmesi için konan özel derslere malî destek sağlanıyor. Buna rağmen yabancı asıllı çocukların çoğu hâlâ ne Almancayı ne de kendi anadillerini iyi konuşabiliyor. Köln Üniversitesi'nden Andreas Rohde, yapılan araştırmalara göre, öncelikle anadillerini çok iyi öğrenen çocukların Almanca derslerini daha iyi takip edebildiklerini belirtiyor. Rohde, bu çocukların dil öğrenme konusunda belirli bir strateji geliştirerek, tek dilli yetişen çocuklara kıyasla diğer dilleri daha kolay öğrendiklerini dile getiriyor.
Anadilin önemi
Enstitüsü'nden Christina Trojan ise çok dilliliğe yönelik uygulamaların çeşitlilik gösterdiğine dikkat çekiyor. Trojan, Almancayı ikinci dil olarak öğrenen çocukları nasıl destekleyeceği konusunda öğretmenlere meslek için eğitim veriyor. Trojan, “çocukları tek başlarına özel derse zorlamak yerine, onlara ortak bir ders verilmesinin daha yararlı” olduğunu belirtiyor. Trojan, bunun yanı sıra, öğretmenin alanı ne olursa olsun, öğrencileri Almanca konusunda desteklemesinin şart olduğunu vurguluyor.
Flensburg Üniversitesi'nden Reyhan Kuyumcu ise çocukların okul öncesi dönemde, kreşlerde Almanca konusunda teşvik edilmesi çağrısında bulunuyor. Dilbilim uzmanı Kuyumcu, Kiel'deki “Mozaik” adlı Türk-Alman yuvasında, 15 çocuğun gelişimi üzerine yıllar süren bir araştırma yapmış. Proje kapsamında çocukların öncelikle Türkçeyi çok iyi öğrenmesini sağladıklarını, çocuklarla sadece Türkçe konuşulduğunu belirten Kuyumcu, okulda ise çocukların dersleri çok iyi takip edebildiğine dikkat çekiyor. Kuyumcu, bu çocukların çoğunun bugün üniversiteye gitmelerine olanak sağlayan liselere devam ettiğini belirtiyor.
Çocukların ana dilininin güçlendirilmesi gerektiği görüşüne Havva Çelik de katılıyor. İlk iki çocuğu ile sadece Almanca konuştuğunu anlatan Türk kökenli anne, bugün bunu bir “hata” olarak nitelendiriyor. Her iki çocuğunun da hem Almanca hem de Türkçede zorlandığını belirten Çelik, en küçük kızının ise her iki dili de mükemmel konuştuğunu söylüyor. Nedeni ise son yıllarda Çelik ailesinin evde sadece Türkçe konuşması.
© Deutsche Welle Türkçe
Janine Albrecht / Çeviri: Jülide Danışman
Editör: A. Günaltay