Almanya'yı kim tutar?

Hücumda golü arayan, savunmada soğukkanlı, taktikte üstün… Alman futbol milli takımının sergilediği oyunla her türlü övgüyü hak etti. Lahm ve arkadaşları Brezilya karşısında turnuvanın en iyi oyununu sergilediler. Maçın önemine ve ev sahibiyle karşılaşılacak olmanın baskısına rağmen mükemmel bir oyun çıkaran Almanya, Joachim Löw'ün teknik direktörlüğünde hiç böyle formda görünmemişti. Başarıya ‘tarihi' sıfatını yakıştırmak abartma olmaz. Brezilya şimdiye kadar hiç yedi gol yememişti. Dünya Şampiyonası yarı finallerinde daha önce bu kadar farklı bir sonuç alınmamıştı. Final turnuvalarında kimse Miroslav Klose'den fazla gol atmamıştı.

Bu takıma şampiyonluk yakışır

İnsan bu sonuç karşısında Alman milli takımına birbirinden üstün sıfatlar yakıştırmadan edemiyor. Mamafih henüz ortada kazanılmış bir kupa yok. Millilerin ve futbol tutkunu Almanların şampiyonluk arzusu henüz dinmedi. Bu durumda Schweinsteiger ve Lahm'lı altın kuşağın mükemmel performansını göklere çıkarmak bile büyük bir kompliman sayılır. Almanya bu kez yarı finale hazır ve tedbirliydi. 2006'da Almanya'daki turnuvada henüz bu olgunluğa ulaşamadığı için İtalyanların zekâ ve kurnazlığına kurban gitmiş, 2010'da da, kupayı da kazanan İspanya'ya tek golle yenilirken inisiyatifi rakibine bırakmıştı. 2012 Avrupa Şampiyonası'nda Almanya gücüne güvenememiş, taktik değiştirmesi yüzünden yine İtalya engeline takılmıştı. Bu tecrübeler Almanya'ya ders oldu. Gana ve Cezayir karşılaşmalarında bekleneni verememesine rağmen gerektiği anda gücünü göstermeyi bildi. Bu olgunlukta dünya şampiyonu olmasına kimse şaşırmaz. Milli takım yarı finalde aldığı açık farklı galibiyetle kendini ipotek altına almış oldu. Artık favori olmadığına kimseyi inandıramaz.

© Deutsche Welle Türkçe

Jens Krepela