Almanya'nın en büyük yolsuzluk davası
21 Ocak 2004Alman tarihinin en büyük yolsuzluk davasında hakim karşısına çıkanlar iş dünyasının yakından tanıdığı isimlerdi. Sanık sandalyelerinde oturan toplam altı kişinin arasında Deutsche Bank Yönetim Kurulu Başkanı Josef Ackermann, Metal Sendikası IG Metall'in eski başkanı Klaus Zwickel ve Mannesmann'ın eski Yönetim Kurulu Başkanı Klaus Esser var.
Sanıklar Düsseldorf Eyalet Mahkemesi’nde ilk kez hakim karşısına çıktılar. Davanın konusu ise ödenen tazminatlar nedeniyle Mannesmann şirketine verilen 57 milyon Euro‘luk zarar.
Ackermann iddiaları geri çevirdi
Haklarındaki iddiaları kabul etmeyen eski altı yöneticiden Deutsche Bank’ın Yönetim Kurulu Başkanı Ackermann dava başlamadan önce da yaptığı açıklamalarla kendini savundu ve ”Almanya başarılı ve ülke ekonomisine katma değer kazandıranların sanık sandalyesine oturduğu tek ülke” eleştirisini getirdi.
Davanın başlangıcında ise savunma, Düsseldorf Eyalet Mahkemesi'nin yetkili olmadığı gerekçesiyle iddianamenin okunmasını engellemek istedi, ancak mahkeme başvuruyu geri çevirdi.
Tazminatların hukuksal dayanağı yok
İngiliz telekomünikasyon şirketi Vodafone'un Mannesmann'ı devraldığı günlerde yönetim kurulu üyelerine 24,5 milyon Euro ve Mannesmann emeklilerine 32,5 milyon Euro tutarında tazminat ödenmiş ve iddianameye göre bu ödemeler hukuksal dayanaklardan yoksun gerçekleştirilmiş.
Bu meblağların ödenmesiyle Mannesmann'ın gereksiz zarara uğratıldığını öne sürülürken, sanıkların yolsuzluk yaparak ödemelere olanak tanıdıkları ve böylece şahsi yarar sağladıkları iddiaların başında geliyor.
Soruşturma iki yıl sürdü
Savcılığın iki yıl boyunca sürdürdüğü soruşturma sonrasında iddianame hazılandı ve sanıklar hakim karşısına çıktı. Alman iletişim şirketi Mannesmann’ın 2000 yılında İngiliz Vodafane şirketi tarafından satın alınırken
Ackermann’ın yanı sıra Mannesmann’ın dört eski yöneticisi dışında IG Metal’in eski başkanı Klaus Zwickel’in de yöneticilerinin tazminatlarını belirleyen komitede görevliydi.
Vodafone’un 200 milyar dolara Mannesmann’ı satın alması dünyanın en büyük birleşmesi olarak tanımlanmıştı. Ve dava, Almanya tarihinde bu türdeki en büyük yolsuzluk davası olarak anılıyor.