Almanya'nın birleşmesi 15. yılında
3 Ekim 2005Almanya, bir duvarla iki bölündükten 10 yıllar sonra, Haziran 1987’de Berlin’i ziyaret eden, dönemin Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Ronald Reagan, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Başkanı Mikael Gorbaçov’a şöyle sesleniyordu: “Sayın Gorbaçov bu duvarı yıkın!”
Reagan’ın çağrısı heyecanla karşılandı, ama o zaman hiç kimse bunun yakın bir tarihte gerçek olacağını umut dahi edemiyordu. Gerçi Doğu Almanya’ya komşu sosyalist ülkelerde değişim, yani perestroyka rüzgarları esmeye başlamıştı, ama Doğu Almanya Devlet Başkanı Erich Honecker, ülkenin bu rüzgara kapılmaması içinden elinden geleni yapıyordu. 1989 yılında Honecker halkına, “Bu duvar 50 yıl sonra da, 100 yıl sonra da burada kalacak, çünkü bu duvarın kurulmasına neden olan faktörler henüz ortadan kalkmadı” diyordu.
Duvarla birlikte rejim de yıkıldı
Ama sonra olaylar birbirini kovalamaya başladı. Doğu Almanya’da insanlar sokaklara döküldü, rejim üzerindeki baskı arttı. Eli ayağı birbirine dolaşan yönetim, Kasım ayında seyahat özgürlüğü ile ilgili yeni düzenlemelere girişti. 9 Kasım 1989 tarihinde ise yeni seyahat düzenlemeleri ilgili değişiklikleri duyuran Politbüro üyesi Günther Schabovski, yanlış bir yorum yaptı: “Ve bu yüzden, tüm Doğu Alman vatandaşlarına, Doğu Almanya sınırları dışına çıkmalarına imkan tanıyan yeni düzenlemeler getirmeye karar verdik.”
Ve daha aynı gece binlerce Doğu Alman, Batı’ya geçmek üzere, Berlin Duvarı’na hücüm etti, Duvar yıkıldı, hem de bütün bunlar tek bir kurşun bile atılmadan gerçekleşti. Berlin Duvarı’nın yıkılması, Polonya’daki Dayanışma hareketi, Macaristan’taki reformcular ve de eski SSCB lideri Gorbaçov’un etkisiyle rejime karşı ayaklanan Berlin, Dresden ve Leipzig gibi kentlerde yaşayanların beklenmedik bir zaferiydi.
Duvarın yıkılmasıyla, iki Almanya’nın birleşmesinin yolu da açılmış oldu. Zira, duvarla birlikte Doğa Almanya rejimi de yıkıldı. Bağımsız bir Doğu Alman Cumhuriyeti düşüncesi ise Alman halkının birleşme isteği karşısında söndü gitti. Ve kısa bir süre yapılan seçimlerde, Batı Almanya ile birleşmeyi öngören politikacılar oyların çoğunluğunu aldı.
Birleşmenin mimari Kohl
Bu arada Batı Almanya’da da hareketlenmeler söz konusuydu. Tarihi anın idrakine varan dönemin başbakanı Hıristiyan Demokrat Helmut Kohl, Doğu Almanya yönetimi ve 2. Dünya Savaşı’nın galipleriyle birlikte, iki Almanya’nın birleşme planını oluşturuyor, Avrupalı komşuları ve dünyaya şu mesajı veriyordu: ”Biz Almanlar tarihten ders aldık. Biz barış ve özgürlüksever bir halkız. Ve bundan sonra asla demokrasimizi, özgürlük ve barış düşmanlarının ellerine bırakmayacağız. Bizim için vatan sevgisi, özgürlük aşkı ve iki komşuluk ilişkileri bölünmüz bir bütündür.”
1990’da Doğu Almanya’da resmi para birimi olarak Mark kullanılmaya başlandı. İki Almanya arasında ekonomik birlik oluşturuldu. Ağustos 1990’da ise Doğu Almanya yönetimi, Federal Almanya’ya katılma kararı verdi. 3 Ekim 1990’da ise anlaşma resmen imzalandı. Dönemin Cumhurbaşkanı Richard von Weizsaecker konuşmasında ise şu tarihi sözler sarf etti: “Birleşmenin, insani açıdan ne kadar başarılı olcağını hiçbir hükümetlerarası anlaşma, hiçbir anayasa, hiçbir karar belirleyemez. Bu tamamen her birimizin davranışlarına bağlı.”