1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

060111 China Deutschland Investitionen

7 Ocak 2011

Alman yatırımcıların ekonomisi giderek büyüyen Çin'e ilgisi giderek artıyor. Ancak diğer yandan tüm cazibesine rağmen uzmanlar, Çin'e yatırım yapacak olan yatırımcıları teknoloji hırsızlığı konusunda uyarıyor.

https://p.dw.com/p/zuUQ
Fotoğraf: picture alliance/dpa

Çin'in Avrupa'ya bu yılki ilk yüksek düzey resmi ziyaretini gerçekleştiren Çin Başbakan Yardımcısı Li Kekiyang Almanya'da da temaslarda bulundu. Bir haftalık Avrupa temaslarına İspanya'dan başlayan Li, Almanya'nın ardından İngiltere'ye geçerek burada da hükümet temsilcileriyle bir araya gelecek. Alman yatırımcıların Çin'e olan ilgisinin artması sebebiyle Li Kekiyang'ın ziyareti Almanya için büyük önem taşıyor.

Ancak uzmanlar Çin ile ticaret yapmayı düşünen firmalara bazı noktalara dikkat etmeleri uyarısını yapıyor. Beiten Burkhardt Avukatlık bürosunun ortağı hukukçu Knut Schulte'ye göre Çin ile ticaret yapmak isteyen bir Alman firmasına verilebilecek en önemli tavsiye, bir an önce Münih'te bulunan Avrupa Patent Ofisi'ni ziyaret etmesi.

Schulte bunun nedenini "Çin'in yeni patent yasasına göre başkalarının sahip oldukları patentleri işletmek yasaklandı. Başka birinin patentini, mülkiyet hakkını ya da markasını kullanan kişiye Çin mahkemelerinde ihmal suçlamasıyla dava açılabiliyor. Taklitçilik artık yasadışı kabul ediliyor ve teknoloji hırsızlığına ya da korsan üretime giriyor" şeklinde açıklıyor.

Madalyonun diğer yüzü

Öte yandan bu yeni düzenleme Çin'deki madalyonun sadece bir yüzü. Çin hükümeti bir yandan bu tip düzenlemeler yaparken, diğer yandan yabancı yatırımcıların teknolojik sırlarını toplamaya devam ediyor. Hem de yasallık kisvesi altında. Hükümet, Çinli firmalarla ortak proje başvurusu yapan yabancı firmaların projelerini devlet kontrolünden geçiriyor. Knut Schulte yabancı yatırımcıların tüm teknik belgelerini inceleyen kontrol memurlarının çoğu zaman Çinli rakip firmaların çalışanlarından oluştuğunu kaydediyor.

Schulte "Teknoloji transferi bir anlamda piyasaya açılan bir kapı konumunda. Devlet olarak size diyorum ki: ‘Yatırımcılar, firmalar elbette ki ülkeme gelebilirsiniz. Ama bunun için bana işinizle ilgili en ince detayları anlatmanız gerekiyor' İşletme sahibi olarak bu bedeli ödemeye hazır olup olmadığımı düşünmek zorundayım. Zorla gerçekleştirilen teknoloji transferi himayeciliğin bir sonucudur. Bu şekilde yerli firmaların yabancıların bilgi birikimini elde etmesi, bu teknolojileri üretmeyi öğrenerek bir süre sonra yabancılara duyulan ihtiyacın ortadan kalkması hedefleniyor" diyor.

"Önümüzde uzun bir yol var"

Çin Başbakan Yardımcısı Li Kekiyang Almanya ziyareti öncesinde Süddeutsche Zeitung'da çıkan yazısında gayri safi yurtiçi hâsılası göz önünde bulundurulduğunda Çin'in dünyanın en büyük gelişmekte olan ülkesi olduğuna dikkat çekerek, ekonomisini geliştirebilmek için önünde daha çok uzun bir yol olduğunu vurgulamıştı. Alman Sanayi ve Ticaret Odası Asya Pasifik Bölümü başkanı Sabine Hepperle Çin'in bu bağlamda diğer devletlerin modern tarım, ileri teknoloji sistemleri, çevre koruması ve enerji tasarrufu, yeni enerji kaynakları gibi konulardaki bilgi birikimine ihtiyaç duyduğuna işaret ediyor.

Hepperle Almanya teknolojik gelişme anlamında ileride olduğu sürece Alman firmalarının Çin'de yatırım imkânı bulmakta sıkıntı çekmeyeceğini kaydediyor.

Halen Çin'de yaklaşık 4 bin 500 Alman firması faaliyet gösteriyor. Bu Almanya’nın yurt dışındaki doğrudan yatırımlarının sadece yüzde 2'si. Almanya ihracatının yüzde 5,5'ini Çin'e yapıyor. Hepperle’ye göre Çin tam bir fırsat kapısı. Hepperle, satın alma gücü giderek artmakta olan Çin orta direğinin Batı ve özellikle de Alman mallarına büyük bir ilgi gösterdiğini söylüyor.

Serbet pazar ve adil rekabet

Ancak Alman Sanayi ve Ticaret Odası temsilcisi Alman hükümetinin şimdiye kadar olduğu gibi Çin'in dışa açılmasına destek olmaya devam etmesini beklediklerini belirtiyor. Hepperle bu noktada sadece Almanya'nın değil tüm Avrupa'nın öne çıkarılması gerektiğine de vurgu yapıyor ve "Li Kekiyang'ın açıklaması dikkate alındığında aynı fikirde oluğumuz ortaya çıkıyor. Başbakan yardımcısı ticaret ve yatırımların liberalleşmesini istiyor ve himayeciliğe açık bir şekilde karşı çıkıyor. Biz de serbest pazardan ve adil rekabetten yanayız. Çin hükümetinin gelecekte rotasını bu yönde belirlemesi bizi çok memnun eder" açıklamasında bulunuyor.

Ancak bu gerçekleşinceye kadar Çin'le ticaret yapan şirketlerin son derece dikkatli olması gerekecek.

© Deutsche Welle Türkçe

Sabine Kinkartz / Çeviri: Banu Ertek

Editör: Ahmet Günaltay