1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'AKP Erdoğan’ın yörüngesinde'

13 Eylül 2015

AK Parti yenilenme kongresinde Davutoğlu yeniden genel başkanlığa seçildi. Uzmanlar AK Parti'nin 5'inci olağan kongresini DW'ye değerlendirdi.

https://p.dw.com/p/1GVjn
Türkei Wahlen 2015
Fotoğraf: Reuters/U. Bekta

Türkiye'de 13 yıldır tek başına iktidarda olmasına karşın 7 Haziran seçimlerinde tek başına iktidar olamayan AKP, 1 Kasım erken genel seçimine start veren 5. Olağan Kongresi’ni gerçekleştirdi. Kongrede AKP Genel Başkanı seçilen Ahmet Davutoğlu, her ne kadar kongreyi ‘yenilenme kongresi’ olarak nitelese de, uzmanlar AKP’nin “Erdoğan’ın yörüngesinde yoluna devam edeceği” görüşünde birleşiyor.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu arasında parti yönetimiyle ilgili liste krizinin yaşandığı haberlerinin gölgesinde yapılan AKP’nin 5. Olağan Büyük Kongresi’ne Davutoğlu tek aday olarak girdi. Parti tüzüğünde değişikliklerin yapıldığı, AKP’nin 1 Kasım seçim stratejisinin ana hatlarının ortaya konduğu kongrede, partinin yeni yönetim kademesi belirlenirken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın izleri açıkça görüldü. Partinin en üst düzey organı olan Merkez Karar Yönetim Kurulu’na Erdoğan’a yakın isimlerin girmesi dikkat çekti. Bunların başında Davutoğlu’na rakip olacağı haberleri bile yapılan Erdoğan’ın danışmanı Binali Yıldırım, Erdoğan’ın anayasa danışmanı Burhan Kuzu ve damadı Berat Albayrak geliyor. Listede mevcut ekonomi yönetiminden hiç kimse yer almadı. AKP’nin ekonomi politikalarının temel sahibi olarak bilinen Ali Babacan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve geçici hükümette ekonominin başına gelen Cevdet Yılmaz listeye giremedi. Davutoğlu’na yakın isimlerin de listede kendine yer bulamaması “AKP; sadece Erdoğan’ın partisi” yorumlarını pekiştirdi. Hürriyet gazetesine yapılan taşlı sopalı saldırılarda yer alan AKP milletvekili Abdurrahim Boynukalın’ın da kongrede divan üyesi seçilmesi de; siyaset ve medya çevrelerinde “AKP saldırının temel sorumlusu olduğunu kabul etti” değerlendirmelerini beraberinde getirdi.

“Kader seçimi”

Tüzük değişikliğiyle birlikte AKP’de ‘İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı’ ve ‘Çevre ve Şehircilikten Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı’ kuruldu. Aynı değişiklikle ‘Siyasi Erdem ve Etik Kurulu’ oluşturuldu. Ahmet Davutoğlu; kongredeki konuşmasında 1 Kasım için start verdiklerini belirtirken “1 Kasım seçimleri Türkiye’nin kader seçimi olacaktır” mesajı verdi. Davutoğlu, AKP’nin yeni dönemde ‘yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla' mücadele edeceğini söyledi. Davutoğlu’nun dile getirdiği AKP’nin seçim stratejisinin ana hatları da şöyle:

“Türkiye’de ne dikta yönetimlerinin ne terör örgütlerinin baskı ve zulümlerine izin vermeyeceğiz. Ayrıştırıcılık yapmayacağız. Hem kamu düzeni hem demokrasi diyoruz. Türklerin de, Kürtlerin de, Alevilerin de devleti Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Ahlaki restorasyon gerçekleşecek, yargı reformu tamamlanacak. PKK’ya karşı operasyonlar yapılırken sivil vatandaşlara zarar verilmeyecek. Ekonomik istikrar için yapısal reformlar sürecek. Türkiye’nin her yerinde meşruiyet hakim olacak”

AKP-Parteitag in Ankara Ahmet Davutoglu
Fotoğraf: Reuters/U. Bektas

“Türkiye felakete sürükleniyor”

Kongreyle birlikte AKP'nin yenilenip yenilenmediği Ankara’da büyük tartışma konusu oldu. Seçim araştırmaları yapan şirketlerden KONDA’nın başkanı Tarhan Erdem bu tartışmayı ve Türkiye’nin 1 Kasım’da nasıl bir tabloyla karşılaşabileceğini DW’ye değerlendirdi. “Bu bir yenilenme kongresi olamaz. Bir liste bütün olarak kongreye sunulup, oylanıyorsa orada bir kere demokrasiden söz edemezsiniz. Ve o listenin bütünüyle Erdoğan’ın listesi olduğu da ortada” diyen Tarhan Erdem şöyle konuştu:

“Türkiye bir felakete sürükleniyor. Bu felaketten sıyrılmanın tek yolu da seçimdir. Eğer halk görmüşse yaşananları, sandıkta AKP’yi daha çok ikaz edecektir. Türkiye’de bugün yaşanan çatışmaların sebebi AKP’dir. Halk bunu görmüştür. AKP de 1 Kasım’dan sonra görecek ki; halk kendisinin peşinde değil. Diyelim ki; halk anlamadı yaşananları. Yoksa çok sıkı bir dikta rejimi Türkiye’yi beklemektedir. Davutoğlu’nun konuşmasının ciddiye alınacak yanı yoktur. Cizre’de 8 gün sokağa çıkma yasağı uygulanmış ama Davutoğlu bunu izah edecek tek laf etmemiştir. Türkiye’de 3 senedir terör yoktu, insanlar ölmüyordu da; yeni mi ölüyor? Kanunsuz sıkıyönetim uygulamaları neden uygulanıyor? Halk bu soruları sormaktadır.”

“Milletvekili listelerini de Erdoğan belirleyecek”

ODTÜ’den Siyaset Bilimci Prof. Ayşe Ayata DW’ye AKP’nin yeni yönetimine Erdoğan’ın damga vurmasını değerlendirirken, bu durumun seçime ve sonrasına da yansıyacağına dikkat çekti. Ayata, “7 Haziran seçimlerinde Türk halkı Erdoğan’ı durdurmayı başarmıştı. Demek ki Erdoğan’ı durdurmak yetmiyor. Bu noktada AKP’den çok muhalefetin seçim stratejisi çok daha önemli diyen” Ayata, AKP’nin Davutoğlu’yla yenilenmesinin mümkün olmadığını da söyledi:

“Erdoğan’a en yakın isimlerin partinin en üst organına yerleştirilmesi de gösterildi ki; Davutoğlu’na –Partide kalacaksan, böyle kalacaksın. Seçme şansın yok- denildi. Yakında açıklanacak milletvekili listelerini de Erdoğan’ın belirleyeceği açıktır. Türkiye hiç iyi bir yere gitmiyor. Tek adam yönetiminin ne noktaya ulaşacağını da bize 1 Kasım seçimleri gösterecektir.”

“AKP; koalisyona mahkum”

Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi Başkanı Sinan Ülgen de AKP’nin yeni bir stratejiyle ortaya çıkmadığını düşünüyor. Ülgen; DW’ye Davutoğlu’nun mesajlarını değerlendirirken “Davutoğlu’nun sözlerinin hiçbir önemi yok. Onun sözlerini uygulayacak bir kurumsal yapı olmadığı da ortaya çıktı. Görünen o ki; Türkiye erken seçim sonrasında yine aynı tabloyu yaşayacak ve AKP koalisyona mahkum olacak” dedi. Ülgen, “Seçime giderken partideki bu tablo Davutoğlu’nun partide hakimiyet kuramadığını, Erdoğan’ın etkisini artırdığını gösteriyor. Bundan sonra AKP’nin Erdoğan’ın yörüngesinde yola devam edeceği ortada” diye konuştu.

“AKP mesajı alamadı”

Marmara Üniversitesi’nden İnsan Hakları Hukuku Uzmanı Prof. İbrahim Kaboğlu da DW’ye AKP’nin seçmenin ‘değişim ve yenilenme’ mesajını almadığını söyledi. “Mesaj alınmış olsaydı ortaya demokratik bir tavır konurdu. Davutoğlu’nun başbakan olacağını Erdoğan belirlemişti. Şimdi de kongrede Davutoğlu’nun karşısına aday konulmadı. Partililer, dayatılan bir listeye oy verdi. Bu da komünist ve faşist partileri geride bırakan bir durum” diyen Kaboğlu, ‘insan hakları karnesi ihlal dolu olan AKP’nin İnsan Hakları’yla ilgili bir genel başkan yardımcılığı oluşturmasının da ‘anlamsız’ olduğunu anlattı. “Hürriyet’e saldıran bir milletvekili de AKP’de divan üyesi oldu” diyen Kaboğlu, “Bu bile AKP’nin anti demokratik olduğunun göstergesi. Bir taraftan şiddeti ödüllendiriyorsun, bir taraftan insan haklarından söz ediyorsun. Böyle şey olmaz” diye konuştu.

© Deutsche Welle Türkçe

Hilal Köylü/Ankara