1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB’nin yeni yol haritası Erdoğan’ı zorlayacak

23 Mart 2021

AB’nin Türkiye için yeni yol haritası, yapıcı tutum karşılığında teşvik, gerilimi artıracak adımlar karşılığında ise ağır sonuçlar doğurabilecek ekonomik yaptırımlar öngörüyor.

https://p.dw.com/p/3qzpO
AB Konseyi ve AB Komisyonu başkanları 19 Mart'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmüştü
AB Konseyi ve AB Komisyonu başkanları 19 Mart'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmüştü Fotoğraf: Stephanie Lecocq/AP/picture alliance

Türkiye ile ilişkiler konusunda, hem teşvikler hem de olası yaptırımlar içeren yeni bir yol haritası hazırlayan AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, "Türkiye'deki kötüye gidişat" nedeniyle AB'nin atmayı düşündüğü adımlar konusunda beklemesini tavsiye etti.

Borrell, 25-26 Mart'ta yapılacak zirvede AB liderlerine sunacağı, "AB-Türkiye siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerindeki gidişat” başlıklı raporda, ilişkileri tüm yönleriyle mercek altına alarak, bundan sonra izlenecek strateji için kritik tavsiyelerde bulundu.

Deneyimli diplomat, Ankara ile yaşanan gerilimlere rağmen, AB'nin Türkiye'ye, Mülteci Mukatabatı kapsamındaki mali yardımlarını sürdüreceğinin sinyalini verdi.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep BorrellFotoğraf: Johanna Geron/AP Photo/picture alliance

Sığınmacılara mali yardım sürecek

Türkiye'deki göçmen ve sığınmacılara mali yardımların devam edebilmesi için AB Komisyonu'nun hızlı bir şekilde gerekli çalışmaları yapacağı bilgisine yer verilen raporda, "Türkiye'nin ciddi bir yük taşımaya devam ettiği" vurgulandı. AB'nin kendi çıkarının bir gereği olan bu yardımlarının, "Avrupa'nın istikrar ve dayanışmaya yaptığı bir yatırım" olduğu ifade edildi.

Borrell'in hazırladığı 16 sayfalık raporda, AB-Türkiye ilişkilerinde "pozitif gündem" çerçevesinde muhtemel adımlar için ise beklenmesi tavsiyesinde bulunuldu.

Aralık ayından bu yana Türkiye'nin bir çok konuda "daha sakin", "daha yapıcı" bir tutum takındığı belirtilen raporda "de-eskalasyon" yani gerilimi azaltma sürecinin halen "kırılgan olmaya devam ettiği" belirtiliyor.

"Kötüye gidişat" vurgusu

AB'nin, Türkiye'nin dış politikadaki son adımlarının güvenilir olup olmadığını, kalıcı sonuçlar doğurup doğurmayacağını değerlendirebilmek için "daha fazla zamana ihtiyaç duyduğuna" vurgu yapılan raporda ayırca Türkiye'de iç politikada son dönemde yaşananlar, "kötüye gidişat" olarak nitelendirildi, bu gelişmeler ışığında da muhtemel adımlar için beklenmesi gerektiği vurgulandı.

Hem teşvikler, hem yaptırımlar masada

Borrell, Türkiye ile ilişkiler için tavsiye ettiği yeni yol haritasında, ilişkilerdeki belirsizlik nedeniyle, hem Türkiye'ye yönelik teşvik edici adımların, hem de olası yaptırım seçeneklerinin masada tutulmasını öngörüyor.

Türkiye'nin önümüzdeki aylarda yapıcı tutumunu muhafaza etmesi ve güçlendirmesi halinde, AB'nin de Ankara ile daha yakın bağ için, ortak çıkarların olduğu konularda, kademeli olarak işbirliğini güçlendirecek adımlar atması öngörülüyor.

Ancak teşvik niteliğindeki bu adımların, "orantılı" ve "tersine çevirilebilir" nitelikte olması gerektiği belirtilerek, ihtiyatlı bir strateji izlenmesi öneriliyor.

Beş maddelik kademeli teşvik paketi

AB'nin Türkiye ile işbirliği imkanlarını geliştirmek için masaya koyabileceği konular ise beş maddede sıralanıyor.

Mülteci Mutabakatı kapsamındaki işbirliği ve bu bağlamda gerek AB'nin, gerekse Türkiye'nin yerine getirmesi gereken yükümlülükler, ilk iki maddede sıralanıyor.

Üçüncü maddeyi Türkiye-AB ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi oluşturuyor. Borrell raporunda, ekonomide karşı karşıya kalınan zorluklar nedeniyle bu alanda yapılacak işbirliğinin her iki tarafın da menfaatine olacağının altını çiziyor. Bu bağlamda AB üye ülkelerinin Türkiye ile Gümrük Birliği'nin modernizasyonu ve kapsamının genişletilmesi için AB Komisyonu'na yetki verebileceğine işaret ediliyor.  Bunun Türkiye'deki ekonomik reformlar için de bir rehber olabileceği belirtiliyor.

Dördüncü maddede, askıya alınan üst düzey siyasi diyalogun ekonomi, enerji, ulaşım, siyasi gelişmeler, güvenlik ve dış politika gibi alanlarda yeniden başlatılması öneriliyor. Siyasi diyaloğun iklim, iç güvenlik, dinler ve kültürler arası ilişkiler gibi alanlara da genişletilebileceği belirtiliyor.

Borrell'in teşvik bağlamındaki beşinci ve son önerisini ise güven artırıcı önlem olarak nitelendirdiği, toplumlar arasında temasların artırılması oluşturuyor. AB Komisyonu'nun, Türkiye'nin Erasmus+, Ufuk Avrupa gibi programlara katılımını kolaylaştırmaya devam etmek istediği aktarılıyor.

AB'nin kozu yaptırımlar

Josep Borrell, Türkiye'nin AB ile "samimi bir partnerlikten" yana tutum takınmaması, başta Doğu Akdeniz'de olmak üzere, yeniden tek taraflı ve uluslararası hukuku ihlal eden eylemlere girişmesi halinde ise Türkiye'ye "kısıtlayıcı tedbirler" olarak nitelendirdiği yaptırımların uygulanmasını öneriyor. Borrell, Türk hükümetine, karşı karşıya kalacağı siyasi ve ekonomik sonuçların çok açık bir şekilde gösterilmesi gerektiğini aktarıyor. 

Raporda, yaptırımların yaşanabilecek gelişmelere en uygun şekilde karşılık verecek şekilde "hedefli, orantılı ve geri çevirebilir" olması gerektiği belirtiliyor. Olası yaptırım adımlarının, gerilimi daha da tırmandırmayı önleme, yeniden işbirliği yörüngesine dönülmesini sağlama hedefli olmalarının önemi vurgulanıyor.

Anlaşmazlıkların yaptırım aşamasına gelmesi durumunda, AB-Türkiye ilişkilerini canlandırmak için hayata geçirilen teşvik adımlarının askıya alınması öngörülüyor. 

Ayrıca "akıllı, ölçeklenebilir, geri çevrilebilir" ilave kısıtlayıcı tedbirlerin belirlenmesi gerektiği vurgulanıyor,  bu yaptırım niteliğindeki tedbirler de yine 5 madde halinde sıralanıyor.

Ekonomiye ağır baskı kuracak yaptırımlar

Bu kapsamda Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetleri nedeniyle yaptırım uygulanan kişiler listesine yeni isimlerin dahil edilmesi, yaptırımların tüzel kişilere genişletilmesi ilk iki maddede önerilen kısıtlayıcı tedbirler arasında bulunuyor.

Bunları Türkiye ekonomisi üzerinde baskıyı artırabilecek diğer yaptırım önerileri izliyor.

Üçüncü maddede Avrupa Yatırım Bankası ve diğer mali kurumların desteklerinin kısıtlanabileceği, bu yolla AB-Türkiye ekonomik ilişkilerinin daha da sınırlandırılabileceği belirtilirken, dördüncü maddede, Türkiye ekonomisi için önem taşıyan turizm sektörüne de, turizm tedarik hizmetlerine getirilecek yasaklar ya da seyahat kısıtlamaları ile yaptırım uygulanabileceği belirtiliyor.

Beşinci maddede ise Türkiye'deki enerji ve ilgili sektörlere ilave tedbirler getirilmesi, belirli ürün ve teknolojilere ihracat ve ithalat yasaklarının uygulanması öneriliyor.

Kararı liderler verecek

Türkiye ile ilişkilerde yeni bir yol haritası önerisi içeren bu raporun, önümüzdeki günlerde yapılacak AB liderler zirvesinde değerlendirilmesi bekleniyor. Liderlerin, raporda da yer verilen "zamana ihtiyaç var” önerisi doğrultusunda, Türkiye'de yaşanan gelişmeleri izlemeye öncelik vermeyi tercih edebileceği belirtiliyor.

AB liderleri, Aralık ayındaki zirvede, Türkiye'ye özellikle Doğu Akdeniz'de gerilim politikalarına son vermek ve yapıcı bir tutum takınmak için Mart ayına kadar süre tanımış, aksi takdirde kapsamlı yaptırımlara yönelebilineceği uyarısında bulunmuştu. Liderler aynı zamandan Borrell'den, Ankara'yı gerilim politikalarından vazgeçirmek için ne tür yaptırımların öngörülebileceği, ilişkilerde nasıl bir strateji izlenmesi gerektiği konusunda, bir rapor hazırlamakla görevlendirmişti.

Değer Akal

©️ Deutsche Welle Türkçe