AB: Belarus muhalifleri serbest bırakmalı
12 Ocak 2011Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu’nun Brüksel’deki özel oturumunda konuşan AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu yesi Stefan Füle, Belarus'ta aralık ayında Devlet Başkanı Aleksandır Lukaşenko’nun tekrar bu göreve seçilmesini protesto eden ve tutuklanan tüm göstericilerin en geç bir ila iki haftada serbest bırakılmasını talep etti.
Minsk hükümetinin bu talebi yerine getirmemesi durumunda Lukaşenko ve Belarus’un diğer önde gelen politikacılarına AB’ye giriş yasağı konma ihtimali var. Ayrıca AB’nin Belarus halkına yardımı artıracağı, örneğin üniversitelere alınmayan öğrencilere burs vereceği bildiriliyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel de Belarus’un tavrını değiştirmediği takdirde AB’nin yaptırımları ile karşı karşıya kalacağı uyarısında bulundu. Bu arada Brüksel’deki oturum öncesinde Belarus’tan muhalifler Berlin’de yaptıkları temaslarla ülkedeki duruma dikkatleri çekmeye çalıştılar.
Seçimler manipüle edildi
Belarus'tan gelen muhalifler için iki nokta gayet açık. Geçen ay yapılan devlet başkanlığı seçimleri manipüle edildi ve Aleksandır Lukaşenko aslında en fazla yüzde 47 oranında oy aldığı için yeni bir tura gerek var. Ayrıca 19 Aralık’ta Minsk’teki protesto gösterilerinde çıkan şiddet olaylarının arkasında önemli ölçüde devlete bağlı gizli provokatörlerin parmağı var.
Berlin’de temaslarda bulunan muhalifler ellerindeki videolarla özellikle ikinci noktanın altını çizmeye çalıştı ve halen tutuklu bulunan 23 ismin derhal serbest bırakılmasını istedi. Tutuklu bulunanlar arasında muhalefetin devlet başkanı adayı ve yazar Vladimir Neklayev de var. Neklayev’in kızı Eva Neklayeva, yaralı babasının hükümete bağlı kişiler tarafından hastaneden çıkarılarak, bugüne kadar bilinmeyen bir yere götürüldüğünü söyledi ve kendisini 29 Aralık’tan bu yana görmediklerini kaydetti. Neklayeva, o tarihten bu yana hiçbir haber alamadıklarını belirtiyor.
"Diktatörle konuşmak yeterli olmaz"
1990’lı yılların başında Belarus’un bağımsızlığına kavuşmasının ardından parlamento başkanlığına seçilen ikinci isim olan Stanislav Suskyeviç, ne Almanya’nın, ne de tüm AB’nin barbarlığın boyutlarını tasavvur edebileceğini belirtirken, dört yıl önce devlet başkanlığına aday olan ve ardından siyasi nedenlerle iki yıl tutuklu kalan Aleksandır Kosulin de, komşu bir ülke halkı böyle acı çekerken, Avrupa’nın buna seyirci kalıp kalamayacağını sorguladı. Ülkesindeki muhalefete uygulanan baskıyı, 1930’lu yılların başında Almanya’da Hitler karşıtlarına uygulanan baskıya benzeten Kosulin, bir diktatörle iyi niyetli bir şekilde konuşmanın yeterli olmayacağını kaydetti.
Giriş yasağı hazırlanıyor
Yıllardır Minsk’teki muhalefete destek veren Alman Marshall Vakfı’ndan Jörg Vorbrig, Avrupa’nın bir bütün olarak hareket etmesi gerektiğini vurguluyor. "Brüksel'deki tartışmalara baktığımızda, şimdiden somut bir şekilde Belarus yönetimine yönelik vize ve AB'ye giriş yasağının masaya geldiğini görüyoruz." diyen Vorbrig, geçen seçimler nedeniyle giriş yasağı konulan 41 kişilik listeden daha uzun bir liste hazırlanacağını tahmin ediyor ve şu anda kulislerde bu adımın üzerinde durulduğunu söylüyor.
Batı Lukaşenko'yu geç çözdü
Aralık sonunda Minsk'i ziyaret eden, Alman Yeşiller Partisi Federal Milletvekili Marieluise Beck de Lukaşenko'nun uzun süre yanlış değerlendirilmiş olmasından şikayetçi. Beck "Biz Batı’da, Belarus’taki muhalefete baskının ne kadar acımasızca ve ne kadar kapsamlı olduğunu, Lukaşenko rejimine bağlı emniyet birimlerinin saldırılarının ne kadar zorbaca olduğunu uzun süre anlayamadık.” şeklinde konuşuyor.
Berlin, bu hafta Belarus'tan bir grup muhalif politikacıyı daha konuk edecek. Politikacıların Yeşillere yakınlığıyla bilinen Heinrich Böll Vakfı ve Hrıstiyan Demokrat Birlik'e yakın olan Konrad Adenauer Vakfı'nda temaslarda bulunması bekleniyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Thomas Nehls / Çeviren: Aydın Üstünel
Editör: Murat Çelikkafa