Alman basınından özetler
4 Kasım 2013“Münchner Merkur gazetesinin Snowden'nin Almanya'da ifade verme niyetine ilişkin yorumu şöyle:
“ABD’nin casusluk faaliyetinin ortaya çıkartılmasından sonra işlere kalındığı yerden devam edilemez. Suç unsuru oluşturan casusluk faaliyetlerini gün ışığına çıkartan Edward Snowden’in de bir Amerikan cezaevinde yitip gitmesine izin verilemez. Ancak bu karmaşık sorun bir yandan tahrikler, öte yandan kibirle de ortadan kaldırılamaz. Bu sorundan ne gibi dersler çıkartılabileceği hususunda uzlaşı bulunmaya çalışılması daha doğru olur. Bunda da müttefik devletler arasındaki istihbarat faaliyetlerinin kurallarını belirlemekten ve Snowden'in cezadan muaf kalabilmesi için Amerikan adalet yetkililerinin inceleme başlatmasına kadar her şey düşünülebilir. Ancak, Başbakan Merkel'in cep telefonunun dinlenmiş olmasından duyulan öfke ne kadar haklı olursa olsun bir noktayı unutmamak gerekir: Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu NSA'nın adının karıştığı skandal, ABD’nin Almanya’da barış, özgürlük ve refah doğrultusunda tarihî başarılar kaydettiği gerçeğini değiştirmez.”
Oldenburg kentinde yayımlanan Nordwest Zeitung gazetesi ise Snowden olayında Rusya’nın pozisyonuna dikkat çekiyor:
“Kremlin’in girişimlerinin ardında gerçekte bilinçli güç politikaları yatıyor. Çünkü Snowden Amerikan istihbarat birimlerinin Alman ve diğer Avrupa hükümetlerini dinleme faaliyetlerini ne kadar fazla ifşa ederse, Berlin, Paris, ya da Madrid'den Washington'a o ölçüde eleştiri yöneltilecektir. Bu durumda Rusya Devlet Başkanı Putin siyasî açıdan Avrupa ile daha sıkı yakınlaşmayı deneyebilir. Ondan dolayı Alman hükümeti olayları aydınlatmaya çalışırken, hiçbir zaman ABD’nin müttefikimiz olduğunu aklından çıkartmamalıdır.”
Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi NSA skandalı kapsamında Almanya-ABD ilişkilerinin geleceğine değiniyor:
“Sosyal demokrat Frank-Walter Steinmeier, Almanya ile ABD ilişkileri arasında baş gösteren ağır sorunları Irak Savaşı sırasındaki durumla kıyaslıyorsa, bu, kaçınılmaz sonun geldiğinin ilânı demek değildir. Ne Almanya’nın eski istihbarat birimleri koordinatörü ve eski Dışişleri Bakanı Steinmeier, ne de Almanya Başbakanı, -bazı aşırı cesaretlilerin talep ettiği gibi- Almanya’yı altından kalkamayacağı bir çıkmaza sokmayacaklardır. İşte bu gerçek, Irak Savaşı’nı NSA skandalından ve içi boş ‘Snowden’e sığınma’ çağrılarından farklılaştırıyor. Edward Snowden’in Almanya'ya getirtilmesi ve bu yoldan onun Amerikan adlî makamlarının cezaî kovuşturmasına maruz kalmaması, bir bakıma uluslararası terörizmle mücadeleyi ve diğer tehlikeleri ahlâk amigolarına ve cüretkârlara bırakmak anlamına gelir. Peki ondan sonra ne olacak?”
Stuttgarter Zeitung ise Almanya’nın Snowden’i ülkeye getirtmesi durumunda ortaya çıkması olası sorunları mercek altına alıyor:
“Berlin’deki hükümet belki şu anki mevcut durumda Washington’a kafa tutabilir, belki bir süreliğine bu pozisyonunu koruyabilir ve Almanya topraklarına getirildiği takdirde, gizli bilgileri ifşa etmiş olan Snowden’in ABD'ye iadesi taleplerine direnebilir. Peki sonra? Bu durumu uzun süre götüremez. İki, üç, ya da bilemediniz beş yıl içinde Berlin ile Washington arasındaki sular yeniden durulmuş olur; Umalım, öyle olsun! Ne var ki Washington Snowden meselesini unutmayacaktır. Uzun vadede Snowden'e kucak açan hiçbir ülke ABD'den dostane tavır bekleyemez.”
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen Çelik Akpınar
Editör: Ahmet Günaltay