Alman basınından özetler
4 Mart 2013Bu yöndeki iddiaların ortaya çıkmasından sonra başta Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle olmak üzere Alman siyasî yetkililerden tepkiler gelmeye başladı. Westerwelle hafta sonunda yaptığı bir açıklamada, “Türkiye'deki Alman askerleri ile ilgili “Dost olarak geldik, dost olarak da ağırlanmak istiyoruz” diye konuştu. Frankfurter Rundschau gazetesinin konuya ilişkin yorumunda şu görüşler göze çarpıyor:
“Türk Ordusu şimdiye kadar kendi topraklarında yabancı asker görmeye alışık değildi ve Alman askerlerini her şeyi altüst eden, bireyci, davetsiz misafirler olarak algılıyor. Gururlu bir Türk generali bir Alman kadın askerin işine karışmasına izin vermez. Zaten Başbakan (Recep Tayyip) Erdoğan’ın tüm Genelkurmay’ın gücünü elinden almasından sonra sonra Türk subayları kendilerini son derece onuru kırılmış hissediyor. İşte böyle bir ortamda Kahramanmaraş’ta kültürlerin çarpışması neredeyse kaçınılmaz oluyor.”
Saarbrücker Zeitung, Alman askerleri ile ilişkilerde Türkiye tarafını sorumlu görüyor:
“Bu ne iştir? 300 Alman askeri Ankara’nın ısrarlı talepleri üzerine Türkiye’de konuşlandırılmıştır ve görevleri Suriye’den gelmesi muhtemel füze saldırılarına karşı ülkeyi korumaktır. Şüphesiz ki Türkiye kendine güvenen, çok gururlu bir ulustur ve ülke topraklarında bulunan yabancı askerler nedeniyle bu hissiyat sarsılıyor olabilir. Ne var ki Alman perspektifinden bakıldığında, Türkiye’nin iç meselelerine ilişkin anlaşmazlıkların Alman askerlerinin sırtından yürütülmesi kabul edilemez bir durumdur. Alman Savunma Bakanı (Thomas) de Maiziere açıkça bu duruma işaret etmelidir, aksi takdirde görevinin gereklerini yerine getirmemiş olur.”
Leipziger Volkszeitung, Kahramaraş’ta ortaya çıkan sorunların Alman Savunma Bakanı’nın öne sürdüğü gibi, iki ülkenin farklı gelenekleri ile ilgili olduğu saptamasını fazla inandırıcı bulmadığını belirtiyor ve yorumuna şöyle devam ediyor:
“Görünen yüzeyin altında bir sürü sorun kaynıyor. Örneğin Almanya’nın yıllardan bu yana sürekli engellediği, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği meselesi var. Ama diğer yanda Alman Ordusu içindeki bazı yapısal sorunlar, örneğin iyi düzeyde olmayan askerî donanım ve Almanya’da çok sayıda kışlanın kapatılmış olması da burada önemli rol oynuyor. İşte bu ortamda gizliden gizliye var olan bir sevilmeme ve değerli olmama duygusu olarak kendini belli eden tam bir travma durumu ortaya çıkıyor. Sürekli olarak, ciddi bir saldırı durumunda bu durumun askerlerin savunma psikolojisini etkilemeyeceği tekrarlanıp duruyor. Acaba gerçekten etkisi olmayacak mı?”
Kieler Nachrichten gazetesi, "bir NATO üyesinin kendini korumak üzere İttifak’ın bir üyesinden yardım rica etmesinin, sonradan da ona istenmeyen misafir muamelesi yapmasının yeni bir gelişme olduğunu" kaydediyor ve yorumunda şu görüşleri savunuyor:
“Türkiye'deki Alman askerleri şu an istenmeyen misafir konumunda. Alman askerlerine bu hassas ve tamamen tehlikesiz de olmayan görevlerinde yardım elini uzatmak yerine, askerler kendilerine zorluk çıkartıldığını anlatıyorlar. İnsan haftalardır başına buyruk gelişen bu gidişatı pasif bir biçimde izleyen Türk askerlerine ve politikacılarına ‘böyle olmaz arkadaşlar’ diye seslenmek istiyor. NATO ortağına kamuoyu önünde olur olmaz haddini bildirmek yakışık almaz ama kulisler ardında açık konuşmak gerekir. Ne var ki mevcut durum buna hiç de benzemiyor. Askerlerimiz bu tür muameleyi hak etmiyorlar.”
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen Çelik Akpınar
Editör: Ercan Coşkun